Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ortadoğu’da İsrail Tehdidi Büyüyor

Yazının Giriş Tarihi: 22.06.2025 15:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.06.2025 05:16

Saldırganlıkta Sınır Tanımayan İsrail: Filistin’den İran’a Uzanan Hukuksuzluk Zinciri


Bugün dünya, bir devletin sınır tanımayan saldırganlığını ve bunun yarattığı küresel tehlikeyi izliyor. İsrail’in Filistin’de yıllardır uyguladığı işgalci ve şiddet temelli politika, şimdi artık doğrudan İran’a yönelik saldırılarla yeni bir boyut kazanmış durumda. Bu, yalnızca iki ülke arasında bir gerilim değil; uluslararası hukukun alenen çiğnendiği, bölgesel savaş riskinin arttığı ve tüm dünyanın bedel ödediği bir kaos sürecidir.

İsrail’in Gazze’ye yönelik katliam niteliğindeki saldırıları sürerken, eş zamanlı olarak İran topraklarına yönelik operasyonlar gerçekleştirmesi, artık bu devletin sadece Filistin halkına değil, bölgedeki tüm halklara karşı tehdit haline geldiğini göstermektedir. İran’daki askeri ve sivil hedeflerin bombalanması, İsrail’in gücünü hukukun değil, cezasızlığın verdiği kibirle kullandığının bir göstergesidir.
Bu saldırılar sadece İran’ı değil; Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen gibi ülkeleri de zincirleme çatışmalara sürüklüyor. Böyle bir ortamda bir kıvılcım tüm bölgeyi ateşe verebilir. İsrail’in Filistin’de başlattığı vahşet, şimdi İran’a sıçrayan bir savaş senaryosu ile genişliyor. Bu, sadece bir ülkenin iç meselesi ya da bir güvenlik sorunu değil; küresel barışa açık bir meydan okumadır.


İsrail’in bu ölçüsüz ve pervasız saldırıları, aynı zamanda Batı’nın çifte standartlı yaklaşımıyla da cesaret buluyor. Uluslararası hukuku hiçe sayarak bir başka ülkenin topraklarına saldıran herhangi bir devlet yaptırımlarla karşılaşırken, söz konusu İsrail olduğunda dünya kör, sağır ve dilsiz oluyor. Bu tavır, sadece bölgedeki adaletsizliği değil, tüm dünya sistemindeki ahlaki çürümeyi de gözler önüne seriyor.
Öte yandan, İran’ın da jeopolitik hamleleri, mezhep merkezli politikaları ve vekil güçler üzerinden yürüttüğü mücadeleler elbette sorgulanmalıdır. Ancak hiçbir politik hesap, egemen bir ülkenin topraklarının bombalanmasını meşru kılamaz. Uluslararası ilişkilerde temel olan egemenliğe saygı, şu anda İsrail tarafından açıkça ihlal edilmektedir.


Bugün Gazze’de, Batı Şeria’da, Tahran’da veya Şam’da yaşananlar aynı zincirin halkalarıdır. Her biri, dünya düzeninin güçlüye göre şekillendiği bir sistemde zayıf halkların nasıl ezildiğini göstermektedir. Her biri, sustukça büyüyen bir zulmün yankısıdır.
İsrail’in hem Filistin halkına hem de İran gibi bölgesel rakiplerine karşı uyguladığı saldırganlık; Orta Doğu’nun kaderini belirlemekle kalmıyor, küresel güvenliği ve barışı da doğrudan tehdit ediyor. Enerji yolları tehlikeye giriyor, dünya piyasaları sarsılıyor, yeni mülteci dalgaları oluşuyor, mezhepsel gerilimler tırmanıyor..


Ve bütün bu karanlık tablo içinde, insanlık susuyor. Bu suskunluk, yalnızca zalime cesaret verir. Artık sesimizi yükseltmenin, adaleti haykırmanın ve gerçekleri dile getirmenin zamanı gelmiştir. Çünkü zulüm kimden gelirse gelsin, mazlumun kimliği ne olursa olsun, haklı olanın yanında durmak bir insanlık görevidir.


Bugün sustuklarımız, yarın başımıza bela olur. Bugün ses çıkarmadıklarımız, yarın çocuklarımızın üzerine yağan bombalara dönüşür..


Mahmut Kara
Zafer Partisi
Genel İdare Kurulu Üyesi

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.