>G-T1PWPZ8J68
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Fetö

NEWSTURK - Fetö haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fetö haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Emekli Albay Orkun Özeller'e tahliye kararı verildi Haber

Emekli Albay Orkun Özeller'e tahliye kararı verildi

Emekli Albay Orkun Özeller'e Tahliye Kararı: 57 Günlük Tutukluluk Sona Erdi ​Bugün görülen davada Emekli Albay Orkun Özeller'e tahliye kararı çıktı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin şikayeti üzerine sosyal medya paylaşımları nedeniyle 57 gündür tutuklu bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan emekli Kurmay Albay, İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmasında serbest bırakıldı. Birkaç bağımsız haber kaynağında doğrulanan bilgilere göre, mahkeme Özeller'in bir suçtan beraatine, "kamu görevlisine hakaret" suçundan ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) hükmederek tutukluluğunu sonlandırdı. Karar, adliye koridorunda bekleyen destekçileri tarafından sloganlarla karşılandı. ​Çağlayan Adliyesi'nde Kritik Duruşma: Yoğun İlgi ​Emekli Albay Özeller'in yargılandığı davanın ilk duruşması, 12 Kasım 2025 (bugün) tarihinde İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde bulunan 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde gerçekleştirildi. Duruşma, kamuoyunda ve özellikle gazi ile şehit yakını çevrelerinde yakından takip ediliyordu. Duruşmayı izlemek üzere Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Şehit Anneleri Derneği Başkanı Pakize Akbaba ve çok sayıda gazi ile şehit yakını adliyeye gelerek Özeller'e destek verdi. ​Salona olan yoğun ilgi nedeniyle, izleyicilerin bir kısmı için SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) bağlantısıyla karşı salonun da açıldığı teyit edildi. Bu yoğun destek, davanın sadece hukuki bir süreç olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir hassasiyeti de yansıttığını gösterir nitelikteydi. ​Davanın temelini, Özeller'in sosyal medya üzerinden yaptığı ve "çözüm süreci" olarak bilinen döneme ilişkin eleştirilerini içeren paylaşımları oluşturuyordu. İddianamede, emekli albay için iki ayrı suçlama yöneltiliyordu: "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" ve "kamu görevlisine görevinden dolayı sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile alenen hakaret". Özeller, bu suçlamalar nedeniyle 16 Eylül'den bu yana, yani 57 gündür tutuklu bulunuyordu. ​Özeller'in Kapsamlı Savunması ve Davanın Gidişatı ​Duruşmanın en kritik anlarından biri, Emekli Albay Orkun Özeller'in yaptığı savunmaydı. Raporların ortak görüşü gösteriyor ki, Özeller mahkemede yaklaşık 35 dakika süren, kapsamlı ve etkili bir savunma gerçekleştirdi. Savunmasına başlarken, ömrünün büyük bir bölümünü terörle mücadeleye adadığını ve Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde girmediği çatışma türünün kalmadığını vurguladı. Üniformasının "şehit kanıyla bezendiğini" belirten Özeller, vatan savunmasındaki kararlılığının ve bu uğurda yaşadıklarının altını çizdi. ​Özeller, davaya konu olan paylaşımlarının anayasal ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu savundu. Amacının "çözüm süreci" eleştirileri üzerinden toplumu bir kez daha aynı hataya düşmemesi için uyarmak ve terörle mücadelenin sekteye uğradığı o döneme dair "gerçeği göstermek" olduğunu ifade etti. Paylaşımlarının terörü meşrulaştırmak gibi bir amacı olmadığını, tam tersine terörle mücadeledeki tecrübelerini ve yaşananları aktarmak olduğunu belirtti. ​Savunmasını, "Beni PKK'lar, NATO'cular, FETÖ ve FETÖ vari yapılar sevmez. Beni gaziler, şehit yakınları, komutanlar ve aziz Türk Milleti sever," sözleriyle tamamlayarak duruşunu net bir şekilde ortaya koydu. Özeller'in avukatları da müvekkilinin ifadelerinde herhangi bir suç unsuru bulunmadığını, eleştirilerinin sert olmakla birlikte ifade özgürlüğü sınırları içinde kaldığını Yargıtay'ın emsal kararlarına atıfta bulunarak destekledi. ​Savcılık Mütalaası Orkun Özeller'e Tahliye Kararı Talebi ​Savunmaların tamamlanmasının ardından, duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasını sundu. Savcının mütalaası, davanın seyri açısından belirleyici oldu ve tahliye yolunu açtı. Birkaç bağımsız haber kaynağında doğrulanan bilgilere göre, savcılık, Özeller'in "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçlaması yönünden beraatını talep etti. Bu, iddianamedeki en ciddi suçlamalardan birinin savcılık makamı tarafından da desteklenmediği anlamına geliyordu. ​Bununla birlikte savcı, "kamu görevlisine hakaret" suçundan ise Özeller'in cezalandırılmasını istedi. Ancak mütalaanın en kritik noktası, savcının, ceza talebine rağmen Özeller'in tutuklulukta geçirdiği 57 günlük süreyi dikkate alarak derhal tahliyesini talep etmesiydi. Savcının bu talebi, mahkemenin nihai kararının da habercisi oldu ve salonda bekleyenler arasında olumlu bir hava yarattı. ​Mahkemeden Orkun Özeller'e Tahliye Kararı: Beraat ve HAGB ​Mahkeme heyeti, mütalaanın ardından karar için kısa bir ara verdi. Aranın ardından açıklanan kararda, Emekli Albay Orkun Özeller'e tahliye kararı resmen duyuruldu. Heyet, savcılık mütalaasına büyük ölçüde uyarak, Özeller'in "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçundan beraatine hükmetti. Bu kararla, paylaşımlarının toplumsal bir infiale yol açmadığı veya böyle bir kastı bulunmadığı mahkeme tarafından tescillenmiş oldu. ​İkinci suçlama olan "kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret" konusunda ise mahkeme, Özeller'i suçlu buldu ve bir ceza takdir etti. Ancak mahkeme, bu ceza için "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" (HAGB) kararı uyguladı. Hukuki olarak HAGB kararı, sanığın belirli bir denetim süresi içinde (genellikle 5 yıl) kasıtlı yeni bir suç işlememesi halinde, açıklanan hükmün ortadan kaldırılması ve davanın düşmesi anlamına gelmektedir. Bu karar, Özeller'in siciline bir mahkumiyet işlemediği gibi, cezaevinde kalmasını gerektiren bir yaptırım da içermiyordu. ​Bu iki kararın birleşimi sonucunda, 16 Eylül'den bu yana 57 gündür Silivri'deki Marmara Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Özeller'in derhal tahliyesine karar verildi. Kararın açıklanmasıyla birlikte adliye koridorlarında bekleyen destekçileri arasında büyük bir sevinç yaşandı ve "Orkun Albay onurumuzdur" şeklinde sloganlar atıldı. ​Tahliye Sonrası İlk Açıklama ​Akşam saatlerinde Silivri'deki Marmara Kapalı Cezaevi'nden serbest bırakılan Emekli Albay Orkun Özeller, çıkışta kendisini bekleyen yakınları ve destekçilerine kısa bir açıklama yaptı. Özeller, "hukukun gereğinin tecelli ettiğini" belirterek, adalete olan inancını dile getirdi. Verdiği mücadelenin kişisel olmadığını, bu mücadeleyi vatan uğruna canlarını veren şehit arkadaşları adına sürdürdüğünü vurguladı. Özeller'in serbest kalması, özellikle gazi ve şehit yakını dernekleri tarafından memnuniyetle karşılandı.

15 Temmuz Darbe Girişimi: Öncesi, Gelişimi ve Sonrası Haber

15 Temmuz Darbe Girişimi: Öncesi, Gelişimi ve Sonrası

15 Temmuz Darbe Girişimi: Öncesi, Gelişimi ve Sonrası I. 15 Temmuz'a giden süreç 15 Temmuz 2016 gecesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en karanlık ve aynı zamanda en kritik gecelerinden biri yaşandı. Silahlı Kuvvetler içindeki bir grup FETÖ mensubu subay, anayasal düzeni yıkmak ve yönetime el koymak amacıyla darbe girişiminde bulundu. Ancak halkın direnişi, devletin kararlı duruşu ve siyasi partilerin ortak tavrıyla bu kalkışma bastırıldı. Bu olay, sadece bir geceye sıkışmış bir isyan değil, yıllara yayılan bir örgütlenmenin sonucuydu. İşte bu yazıda, 15 Temmuz’a giden süreci, darbe anını ve sonrasını detaylarıyla ele alıyoruz. --- II. ÖRGÜTÜN YÜKSELİŞİ: FETÖ'NÜN DEVLET İÇİ YAPILANMASI 1. İlk Yıllar ve Sivil Yayılma (1970’ler – 1990’lar) Fetullah Gülen liderliğindeki örgüt, 1970’li yıllarda dini söylemlerle çevresine taban kazandı. Eğitim faaliyetleri adı altında yurtlar, okullar ve dershaneler aracılığıyla özellikle Anadolu’daki muhafazakâr ailelerin çocuklarına ulaştılar. Örgüt, bu çocukları küçük yaşlardan itibaren "abiler" ve "imamlar" aracılığıyla disipline etti ve devletin kritik noktalarına yerleştirmeye başladı. 2. 2000'li Yıllar ve Siyasi Güçleşme AK Parti iktidarı ile FETÖ arasındaki ilişkiler 2002 sonrasında hızla gelişti. Ortak düşman algısı (örneğin, vesayetçi askerî yapı) nedeniyle hükümet, FETÖ kadrolarına dolaylı destek sağladı. 2007’den sonra Ergenekon ve Balyoz davaları ile ordu ve yargıda tasfiye süreçlerinde örgüt önemli rol oynadı. --- III. DEVLET UYARIYORDU: MGK KARARLARI VE HÜKÜMETİN TAVRI 1. 2004 MGK Kararı ve Sonraki Gelişmeler 25 Ağustos 2004 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında, "Fetullah Gülen grubu"nun devlet içinde paralel bir yapı kurduğu açıkça ifade edildi ve hükümet, bu konuda önlem alınması için yazılı uyarıldı. Ancak bu karar, dönemin hükümeti tarafından raflara kaldırıldı. Gizli ibareli karar yıllar sonra basına sızdığında, hükümet üyeleri, “karar alındı ama icraata dökülmedi” şeklinde açıklamalar yaptı. 2. 2010 KPSS ve Diğer Sınav Skandalları KPSS, Polis Akademisi, Askerî okul sınavlarında kopya iddiaları kamuoyunu meşgul etti. Ancak bu olaylar da dönemin hükümeti tarafından ya görmezden gelindi ya da gecikmeli olarak soruşturuldu. 2010 Anayasa Referandumu ile HSYK'nın yapısı değişti ve yargı neredeyse tamamen FETÖ'nün kontrolüne geçti. --- IV. GERİLİMİN YÜKSELİŞİ: AYRILIKLAR VE AÇIK ÇATIŞMA 1. 2012 MİT Krizi 7 Şubat 2012'de, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılması, Erdoğan ile FETÖ arasındaki ilk açık kriz oldu. Bu girişim, hükümet tarafından bir "devlet içine darbe" olarak okundu. 2. 17-25 Aralık Operasyonları (2013) FETÖ, emniyet ve yargıdaki mensupları aracılığıyla yolsuzluk operasyonları başlattı. Bu operasyonlar dönemin bakanlarını, hatta Erdoğan’ın ailesini hedef aldı. Bu tarihten sonra hükümet, örgütle "paralel yapı" tanımıyla açık mücadeleye girdi. 3. 2014-2015 Tasfiyeler ve Operasyonlar HSYK düzenlemeleri ve emniyetteki büyük çaplı operasyonlarla FETÖ'cü kadrolar kamudan tasfiye edilmeye başlandı. Ancak bu süreçte TSK içindeki FETÖ yapılanması büyük ölçüde gözden kaçırıldı. --- V. DARBE ÖNCESİ HAZIRLIKLAR VE İŞARETLER 1. Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) Öncesi Tedirginlik 15 Temmuz'dan hemen önce, Ağustos 2016’da yapılacak YAŞ toplantısında çok sayıda FETÖ bağlantılı subayın tasfiye edileceği konuşuluyordu. Bu bilgi, örgüt içinde büyük panik yarattı. Darbe girişiminin öne çekilme nedeni de bu panik olarak değerlendirildi. 2. Hava Kuvvetleri ve Jandarma Ağırlıklı Kadrolar Darbe planlayıcılarının büyük kısmı Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı içindeydi. Bu yapı, çok önceden organize olmuş, sivil imamlar tarafından yönlendiriliyordu. --- VI. 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ GECESİ: 15 TEMMUZ 2016 1. İlk Hamleler Saat 21:00 civarında Ankara ve İstanbul'da olağan dışı hareketlilik gözlendi. İstanbul'da Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri askerî araçlarla kapatıldı. Ankara'da ise jetler alçak uçuş yapmaya başladı. 21:30’dan sonra kamuoyunda "askerî hareketlilik" olduğu bilgisi yayılmaya başladı. Genelkurmay Başkanlığı ve MİT yerleşkesi hedef alındı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, darbeciler tarafından rehin alındı ve Akıncı Üssü’ne götürüldü. TRT binası basıldı; spiker Tijen Karaş'a silah zoruyla bildirinin okutulması tüm ülkede şok etkisi yarattı. Bu bildiride, sözde "Yurtta Sulh Konseyi" yönetime el koyduğunu ilan etti. 2. Cumhurbaşkanı'nın Direniş Çağrısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbecilerin kendisini yakalamak için Marmaris’teki konakladığı otele baskın yaptığı sırada otelden ayrılarak canlı yayına bağlandı. CNN Türk ekranlarında halka yaptığı çağrıda, milyonları sokağa çıkmaya davet etti: > “Milletimizi illerimizin meydanlarına, havalimanlarına davet ediyorum. Milletin gücünün üstünde bir güç tanımadım.” Bu çağrı, Türkiye tarihinin seyrini değiştiren en kritik kırılma noktası oldu. Halk, tanklara karşı bedenini siper etmeye başladı. 3. Meclis ve Stratejik Noktalar Bombalandı Darbe girişimi sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisi, tarihinde ilk kez bombalandı. Meclis Genel Kurulu'nda bulunan milletvekilleri büyük tehlike atlattı. Polis Özel Harekât Daire Başkanlığı, darbeci F-16’ların hedefi oldu; 50'den fazla polis şehit düştü. Jandarma Genel Komutanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi gibi kurumlar da hedef alındı. 4. Halkın Direnişi ve Bireysel Kahramanlıklar Darbeci askerlerin tankları sokaklara inmişti. Ancak Türk halkı, sivil kıyafetli ama imanlı bir ordu gibi meydanları doldurdu. Tankların önüne yatanlar, silahlara karşı çıplak elleriyle direnenler, kurşunlara yürüyenler tarihe geçti. Ankara'da Özel Kuvvetler Komutanlığı binasında yaşanan bir olay, 15 Temmuz’un sembol anlarından biri oldu: Tuğgeneral Semih Terzi, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı ele geçirmek üzere Diyarbakır’dan Ankara’ya uçakla geldi. Ancak o sırada görevde olan Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir, Komutanı Zekai Aksakallı’dan aldığı emirle, darbenin yöneticilerinden biri olan Terzi’yi tek kurşunla alnından vurarak öldürdü. O an, darbenin seyrini değiştiren bir dönüm noktasıydı. Halisdemir, sonrasında orada bulunan diğer darbeciler tarafından şehit edildi. Ömer Halisdemir'in yaptığı bu fedakârlık, darbecilerin Özel Kuvvetler’i ele geçirmesini engelledi ve direnişin simgesi hâline geldi. Bir diğer kahramanlık örneği ise İstanbul’da 1. Ordu Komutanlığı Karargâhı’nda yaşandı. Darbe planının içinde yer alan bazı üst rütbeli subaylara karşı, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar direniş çağrısı yaptı. Gece boyunca karargahta süren mücadelenin ardından İstanbul’daki kritik noktalar kontrol altına alındı. 5. Medyanın Rolü ve Yayın Direnişi Darbe girişimi sırasında darbeciler birçok medya kuruluşunu hedef aldı. CNN Türk ve Kanal D binalarına baskın düzenlendi. Ancak halk bu baskınlara da direndi. Yayınlar kesilmedi ve darbenin karanlık yüzü halka duyurulmaya devam edildi. FOX, TRT, ATV, Habertürk, Anadolu Ajansı gibi kuruluşlar gece boyunca yayınlarını sürdürerek kamuoyunu bilgilendirdi. Özellikle sosyal medya ve canlı yayınlar, darbeye karşı örgütlü sivil direnişi destekledi. 6. Darbenin Bastırılması Sabaha karşı saat 06:00 itibariyle kritik noktalarda kontrol sağlanmaya başlandı. Darbecilerin merkezi olan Akıncı Üssü, özel kuvvetlerin operasyonuyla etkisiz hâle getirildi. TSK içinde darbe girişimine katılan çok sayıda general ve subay teslim oldu. Genelkurmay, Emniyet ve MİT koordinasyonuyla darbe bastırıldı. 15 Temmuz gecesi 251 kişi şehit oldu, 2.000’den fazla kişi yaralandı. Ancak darbe girişimi halkın cesareti ve devletin refleksi sayesinde başarısızlığa uğratıldı. --- VII. DARBE SONRASI: TEMİZLİK VE YENİDEN YAPILANMA 1. OHAL ve KHK’lar Darbe sonrası 20 Temmuz’da OHAL ilan edildi. Binlerce asker, polis, hâkim, savcı, öğretmen ve kamu personeli görevden alındı. FETÖ’ye ait binlerce kurum kapatıldı. 2. Yargılamalar ve TSK’da Reform Darbe planlayıcılarının yargılamaları başladı. En büyük dava, "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerine karşı açıldı. TSK'da yapılanma değişti, Genelkurmay Bakanlığa bağlandı, askeri liseler kapatıldı. 3. Uluslararası Tepkiler ve FETÖ'nün Yurt Dışı Faaliyetleri FETÖ’nün yurt dışı okulları ve STK'ları, başta ABD olmak üzere birçok ülkede faaliyet göstermeye devam etti. Türkiye, FETÖ’nün iadesi için uluslararası girişimlerde bulundu. --- VIII. SONUÇ 15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye için sadece bir askeri kalkışma değil, devletin tüm hücrelerine sızmış bir yapının açık saldırısıydı. Bu girişim, Türkiye’nin demokrasisini, toplumsal birliği ve siyasi sistemini hedef aldı. Gerek siyasi iktidarın geçmişteki ihmalleri, gerekse devletin istihbarat zafiyetleri bu trajedinin yaşanmasına zemin hazırladı. Ancak milletin direnişi ve devletin toparlayıcı refleksiyle darbe bastırıldı. Bugün dahi süregelen yargılamalar, tasfiyeler ve kamuoyu bilgilendirmeleri, bu sürecin bitmediğini göstermektedir. 15 Temmuz, Türk demokrasisinin bedel ödeyerek kazandığı bir direnç noktası olarak tarih sayfalarındaki yerini aldı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.