© 2025 Newsturk.net – Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede yer alan haber, yazı, fotoğraf, video ve diğer tüm içerikler Newsturk.net’e aittir. İzinsiz kullanılamaz, kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.
Newsturk.net, doğru, tarafsız ve ilkeli habercilik anlayışıyla Basın Meslek İlkeleri’ne uymayı taahhüt eder.
Ziyaretçilerimizin kişisel verileri, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında gizli tutulur ve korunur. Detaylı bilgi için KVKK Aydınlatma Metni, Kullanım Koşulları ve Gizlilik Politikası sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.
📧 İletişim: iletisim@newsturk.net -
Copyright© 2006-2025 Tüm hakları saklıdır.
HABER YAZILIMI ve
TURKTICARET.NET projesidir
Turgay Şimşek
3. Dünya Savaşına Adım Adım
Dünyanın Kulağında Bomba Sesi: Putin'in Üçüncü Dünya Savaşı Uyarısı
Geçmişin hayaleti bugün yine kapımızda. St. Petersburg Ekonomik Forumu’nda Vladimir Putin’in ağzından dökülen o soğuk kelimeler, sadece bir siyasi mesaj değil, aynı zamanda insanlığın boğazına oturan bir yumru gibi yankılandı: “Üçüncü Dünya Savaşı riski artıyor.”
Soğuk Savaş’ın dondurucu atmosferini yaşamamış bir kuşağın içindeyiz. Ama bu kuşak, sıcak çatışmaların göbeğinde büyüyor. Ukrayna’da süregelen savaş, İran-İsrail hattında giderek kızışan gerginlik, Çin’in Tayvan üzerindeki gölgesi... Putin’in sözleri bir kehanet değilse bile, derin bir gerçekliğin ürünü.
Rus Satranç Tahtasında Yeni Hamle
Putin’in açıklamasını bir tehdit gibi okumak kolay. Ancak daha derine bakmak gerekiyor. Rusya, Ukrayna’da kazanmak için elinden geleni yapıyor ama artık bu savaşın sadece bir “toprak meselesi” olmadığını herkes biliyor. Bu, Batı ile Doğu arasında asimetrik bir hesaplaşma. Ve bu hesaplaşmada Putin, nükleer kartı masaya koymaktan çekinmiyor.
Kendisini tarihi bir figür gibi konumlandırıyor; SSCB sonrası Rusya'yı yeniden ayağa kaldıran adam. “Ukrayna halkı bizimle aynı halk” demesi, bir siyasi romantizm değil, emperyal bir vizyonun dışa vurumu. Ama işte bu vizyon, sadece Rusya sınırlarını değil, tüm dünyayı etkiliyor.
Savaşın Ayak Sesleri: Gerçek mi, Psikolojik Savaş mı?
Putin’in sözleri bir savaş ilanı değil ama dikkatlice hesaplanmış bir “psikolojik manevra.” Hem Batı’ya “çok ileri gitme” mesajı veriyor, hem de içeride halkına “savaşa hazır olun” diyerek kendi liderliğini pekiştiriyor. Fakat bu tür açıklamalar, sadece Kremlin sarayında yankılanmıyor; Tokyo’dan Ankara’ya, Berlin’den Tahran’a kadar her coğrafyada dalga dalga yayılıyor.
Bir sabah İran’daki bir tesiste nükleer bir patlama, bir akşam Ukrayna’da kimyasal silah söylentisi... Her biri, Putin’in söylediklerini bir adım daha gerçek kılabilir.
Türkiye Ne Yapmalı?
Peki biz ne yapıyoruz? İsrail–İran, Rusya–Ukrayna, Çin–Tayvan... Tüm bu krizlerin tam ortasında stratejik bir kavşak ülke olan Türkiye için, bu açıklamalar yalnızca “uzaktan izlenecek haberler” değil. Türkiye’nin bu yeni dönemde tarafsız ama etkin diplomasi yürütmesi artık zaruret değil, beka meselesi. Bunun için de ülkeyi yöneten kişilerin hem bölge hem de strateji konusunda üst düzey bilgi birikime sahip Zafer Partisi Genel Başkanı Prof.Dr.Ümit Özdağ ve Mavi Vatanı doktrin haline getiren Müstafi Tümamiral Doç.Dr.Cihat Yaycı gibi kişilerin düşünce ve fikirlerine önem vermeleri, uyarılarını dikkate almaları gerekmektedir. Siyasi olarak onları açık açık dinlemeleri kendi siyasi ikballeri açısından uygun olmaya bilir, o zaman da akşamları yatmadan önce bu kişilerin strateji ile ilgili yazmış oldukları kitaplarını okumalarını kendilerine tavsiye edebilirim.
Son Söz: Tarih, Uyarıları Dinlemeyenleri Affetmez
Putin’in açıklamalarını “bir diktatörün hezeyanı” olarak küçümsemek kolay. Ama unutmayalım ki tarih boyunca tüm büyük savaşlar, önce hafife alınan sözlerle başladı. Belki de tam bu yüzden, bugün yapılan her açıklama, atılan her adım, verilen her mesaj; yarının manşetleri değil, kaderi olabilir.
Tetikte olmalıyız. Sadece savaşlara karşı değil, o savaşların diline karşı da.