>G-T1PWPZ8J68
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Terörle Mücadele

NEWSTURK - Terörle Mücadele haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Terörle Mücadele haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Savunma sanayine casusuluk operasyonu! Haber

Savunma sanayine casusuluk operasyonu!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın koordinasyonunda gerçekleştirilen soruşturmada, önemli savunma sanayi kuruluşlarında görevli bazı yöneticilerin yabancı ülkelerin görevlileriyle iletişim kurarak biyografik bilgi toplama çabasında oldukları belirlendi. Bu kapsamda yapılan operasyonda 3 kişi gözaltına alınırken, yurt dışında bulunan 1 şüpheli hakkında yakalama kararı verildi. İSTANBUL (İGFA) - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, savunma sanayisindeki casusluk faaliyetlerinin aydınlatılması amacıyla yürütülen soruşturma çerçevesinde geniş kapsamlı bir operasyonun yapıldığını açıkladı. Başsavcılığın açıklamasına göre, soruşturma İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) işbirliğiyle sürdürüldü. Gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde, Türkiye'nin stratejik öneme sahip savunma sanayi kurumlarında görev yapan bazı yönetici konumundaki kişilerin, kamu kurumları ve yabancı ülke temsilcileriyle bağlantı kurarak biyografik veri toplamaya çalıştıkları saptandı. 4 ŞÜPHELİ BELİRLENDİ, 3’Ü YAKALANDI Soruşturma dahilinde kimlikleri tespit edilen 4 şüpheliye yönelik operasyon yapılırken, bu operasyonda 3 kişi yakalanarak gözaltına alındı. Hakkında yakalama kararı bulunan diğer bir şüphelinin ise yurt dışında olduğu belirlendi. Yetkililer, operasyonlarda suç ve suç unsurlarının ele geçirildiğini kaydederken, casusluk faaliyetlerine yönelik soruşturmanın çok yönlü ve dikkatli bir şekilde sürdürüldüğünü vurguladı.

Zafer Partisi’nden Sert İmralı Ziyareti Tepkisi Haber

Zafer Partisi’nden Sert İmralı Ziyareti Tepkisi

Zafer Partisi'nden Olaylı İmralı Ziyareti Açıklaması ​Bursa siyasetinin gündemi, Zafer Partisi Bursa İl Başkanlığı tarafından Mudanya'da gerçekleştirilen ve oldukça sert mesajların verildiği basın açıklamasıyla hareketlendi. İmralı Adası'na ulaşımın sağlandığı feribot iskelesinin önünde toplanan partililer, son günlerde kamuoyunda tartışılan yeni çözüm süreci iddiaları ve gündeme gelen imralı ziyareti haberlerine karşı net bir duruş sergiledi. Zafer Partisi Bursa İl Başkanı Cihat Gazi'nin liderliğinde düzenlenen bu kritik açıklamaya, Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Mahmut Kara, ilçe başkanları, il ve ilçe yöneticileri ile çok sayıda partili ve Mudanyalı vatandaş katılım sağladı. İskele önünde yapılan açıklama, hem seçilen mekanın sembolik önemi hem de içeriğindeki sert eleştirilerle dikkat çekti. ​İmralı Ziyareti ve Çözüm Süreci Tartışmaları ​Mudanya iskelesi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında, Türkiye'nin milli yapısını hedef aldığı öne sürülen senaryolara dikkat çekildi. İl Başkanı Cihat Gazi, yaptığı konuşmada bugün gelinen noktayı bir "çözüm" değil, aksine bir "çözülme ve yıkım" süreci olarak nitelendirdi. Türkiye Cumhuriyeti'nin terörle mücadelede en kararlı olması gereken bir dönemde, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında terör örgütü ile görüşme amacı taşıyan girişimlerin bulunulması ve bu kapsamda gerçekleştirildiği iddia edilen imralı ziyareti gibi temasların milletten gizlenmesi, parti yetkilileri tarafından vicdanlarda derin bir yara olarak tanımlandı. ​Zafer Partisi heyeti, bu sürecin milli birliği tesis etmek bir yana, Türkiye'nin üniter yapısını bozmayı hedefleyen tehlikeli bir proje olduğunu savundu. Kamuoyunun önüne ısıtılarak getirildiği belirtilen bu planın nihai hedeflerinin ise oldukça açık olduğu vurgulandı. Parti kaynaklarına göre bu hedefler; binlerce şehidin kanını elinde bulunduran terörist başı Abdullah Öcalan'a af yolunun açılması, Türkçe'nin yanında başka dillerin "resmi dil" statüsüne sokularak dil birliğinin parçalanması ve Türkiye'nin eyaletlere bölünerek federasyonlaşmaya götürülmesi olarak sıralandı. ​Devlet Ciddiyeti ve İmralı Ziyareti Eleştirisi ​Basın açıklamasının odak noktasını, devletin terörle mücadeledeki geleneksel duruşundan taviz verildiği iddiası oluşturdu. NewsTurk gibi kaynakların da mercek altına aldığı açıklamada, Türk devletinin tarih boyunca hiç bu kadar aciz bir duruma düşürülmediği savunuldu. 27 yıldır hapishanede tutulan ve etkisi kalmadığı belirtilen bir teröristten medet umulmasının devlet aklının iflası olduğu ifade edilirken, devleti yönetenlerin terörü bitiremedikleri gerekçesiyle bir "bebek katilinin" ayağına giderek yardım dilenmesi sert bir dille eleştirildi. ​Yapıldığı öne sürülen imralı ziyareti, Zafer Partisi tarafından Türk devletinin gücünü inkar etmek ve terör örgütünü meşrulaştırmak olarak yorumlandı. "Terörle müzakere edilmez, mücadele edilir" sloganının öne çıktığı açıklamada, bu görüşmelerin devlet teamüllerine, milli güvenlik anlayışına ve milletin talep ettiği şeffaflığa aykırı şekilde gizli yürütülmesinin kabul edilemez olduğu belirtildi. Özellikle terörle mücadele eden güvenlik güçlerinin ve kamu görevlilerinin fedakarlıkları ortadayken, bu tür pazarlıkların masaya yatırılmasının Türk milletinin iradesiyle alay etmek anlamına geldiği vurgulandı. ​Siyasi iktidarın ve ortağının geçmişteki söylemleri ile bugünkü eylemleri arasındaki derin uçurum da eleştirilerin hedefindeydi. Dün "Terörle pazarlık olmaz" diyenlerin bugün teröristlerle pazarlık masasında olduğu, "İmralı'nın kapısını kapattık" diyenlerin ise bugün imralı ziyareti gerçekleştirmek için adeta sıraya girdiği ifade edildi. "Bölücü odaklarla masaya oturmayız" diyen siyasilerin bugün masayı bizzat kurduklarını belirten Gazi, bu tutarsızlığın sadece siyasi bir çelişki değil, devletin itibarı ve milletin güvenliğiyle oynanması anlamına geldiğini söyledi. ​Öğretmenler Günü'nde Gizli Görüşme İddiası ​Açıklamada vicdanları yaralayan en önemli detaylardan biri, söz konusu gizli görüşmelerin tarihine ilişkindi. İddialara göre bu görüşmelerin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde yapılmış olması, tepkilerin dozunu artırdı. Zafer Partisi yetkilileri, bu topraklarda Aybike Yalçın, Necmettin Yılmaz, Fikret Can ve Neşe Alten gibi onlarca öğretmenin PKK tarafından şehit edildiğini hatırlattı. Onlarca gencecik öğretmenin vatanına hizmet ettiği için hedef alındığı bir coğrafyada, devletin şehit öğretmenlerine sahip çıkacağı bir günde onların katilleriyle pazarlık masasına oturmasının, milletin onuruna ve şehitlerin hatırasına ağır bir saygısızlık olduğu dile getirildi. ​Bilgi Kaynağı Olarak Terör Örgütü Ajansları ​Sürecin şeffaflıktan uzak yürütülmesi, basın açıklamasında bir diğer eleştiri konusu oldu. Zafer Partisi, aylardır "Kurdukları Terörsüz Türkiye Komisyonu'nda ne konuşulduğunu halktan saklıyorlar" uyarısında bulunduklarını hatırlattı. "Türk Milleti bilmiyor ama PKK her detayı biliyor" diyen parti yetkilileri, imralı ziyareti gerçekleştiren heyetin bilgisini devlet kurumlarından değil, terör örgütünün sözde haber ajanslarından öğrendiklerini belirtti. ​Ankara'daki yetkililerin görüşmeleri inkar ettiği bir ortamda, terör örgütünün ajansının görüşmeleri dakika dakika paylaştığına dikkat çekildi. Türk devletinin meclisinde kurulan bir komisyonun faaliyetlerini Türk milletinin bilmemesine rağmen Kandil'in biliyor olması, "Bu nasıl bir devlet ciddiyetidir?" sorusuyla eleştirildi. Ayrıca, görüşme tutanaklarının 10 yıl gizli kalacağı yönündeki açıklamalar da, "PKK'nın bildiğini Türk Milleti'nden gizlemek devlet sırrı değildir, ayıptır, ihanettir" sözleriyle protesto edildi. ​Zafer Partisi, Türk milletinin hiçbir ferdinin terörle yapılan gizli pazarlıkları kabul etmeyeceğini belirterek, TBMM'yi pazarlık masasının aracı haline getiren bu sürecin derhal durdurulması çağrısında bulundu. Açıklama, hiçbir siyasi çıkarın şehitlerin kanından değerli olmadığı ve ülkenin bir karış toprağının dahi pazarlık konusu yapılamayacağı vurgusuyla son buldu.

Prof.Dr. Ümit Özdağ'dan Basın Açıklaması. Sert Mesajlar Haber

Prof.Dr. Ümit Özdağ'dan Basın Açıklaması. Sert Mesajlar

Zafer Partisi Genel Merkezi'nde düzenlenen haftalık toplantıda konuşan Prof. Dr. Ümit Özdağ, ülke gündemine dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Ümit Özdağ basın açıklaması kapsamında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluş yıl dönümünden toplumsal asayiş olaylarına, anayasa tartışmalarından terörle mücadele stratejilerine kadar geniş bir yelpazede eleştirilerini dile getirdi. Özdağ, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu "güvenlik ve asayişin kalmadığı bir dönem" olarak nitelendirirken, hükümetin dış politika hamlelerini de sert bir dille eleştirdi. ​Kıbrıs'ta "İki Devletli Çözüm" Israrı ve Mavi Vatan Uyarısı ​Toplantının ilk gündem maddesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) 42. kuruluş yıl dönümüydü. Özdağ, Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık mücadelesini ve kurucu liderler Dr. Fazıl Küçük ile Rauf Denktaş'ı anarak başladığı konuşmasında, adadaki siyasi çözüm süreçlerine değindi. Raporların ortak görüşü, Özdağ'ın federasyon temelli çözüm önerilerini kesin bir dille reddettiğini ve "tek yolun iki ayrı bağımsız devlet" olduğunu vurguladığını gösteriyor. ​Özdağ, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) silahlanma faaliyetlerine ve bölgedeki askeri hareketliliğe dikkat çekti. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Rum kesimine yönelik silah ambargosunu kaldırması ve İsrail ile yapılan askeri tatbikatların Türkiye için bir tehdit unsuru olduğunu belirtti. Açıklamada, Yunanistan'ın Ege Denizi'ndeki adalar üzerindeki egemenlik iddialarına karşı hükümetin sessiz kaldığı savunulurken, "Mavi Vatan'ın unutulduğu" eleştirisi öne çıktı. ​Toplumsal Travmalar: İstanbul ve Şanlıurfa'daki Ölümler ​Basın toplantısının en dikkat çeken bölümlerinden biri, son günlerde Türkiye'yi sarsan iki ayrı trajediye ayrıldı. Özdağ, İstanbul'da yaşanan ve "Böcek ailesi" olarak bilinen dört kişilik bir ailenin şüpheli ölümüne değindi. İstanbul Fatih'te meydana gelen olayda, anne, baba ve iki çocuğun hayatını kaybetmesi, kamuoyunda derin bir üzüntü yaratmıştı. Adli Tıp Kurumu raporlarına da yansıyan olayda, kimyasal zehirlenme şüpheleri üzerinde durulurken, Özdağ bu durumu ekonomik ve sosyal çöküşün bir yansıması olarak değerlendirdi. ​Bir diğer vahim olay ise Şanlıurfa'da yaşandı. Bir marangoz atölyesinde çalışan 15 yaşındaki çırak Muhammed Kendirci'nin, ustası tarafından maruz kaldığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesi, toplantıda "toplumsal vicdanın kanadığı" bir örnek olarak sunuldu. Basına yansıyan bilgilere göre, çocuğun kompresörle hava verilerek işkenceye uğraması ve hastanede yaşamını yitirmesi, çocuk işçiliği ve şiddet sarmalı tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Özdağ, bu olayları "Türkiye'de artık güven ve asayişin kalmadığının kanıtı" olarak sundu. ​"Yeni Süreç" ve Anayasa Tartışmalarına Sert Tepki ​Ümit Özdağ basın açıklamasının siyasi ayağında ise, son dönemde alevlenen "yeni çözüm süreci" ve anayasa değişikliği tartışmaları vardı. Özdağ, iktidar kanadından ve MHP lideri Devlet Bahçeli'den gelen, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın mecliste konuşma yapmasına yönelik çağrıları "tarihi bir hata" olarak nitelendirdi. Özdağ, bu tür girişimlerin "devletin terör örgütü karşısında diz çökmesi" anlamına geleceğini savundu. ​Özdağ, mecliste kurulması planlanan komisyonlara üye verecek milletvekillerine de seslendi. NewsTurk tarafından takip edilen süreçte, Özdağ'ın "Tarihe teröristin ayağına giden vekil olarak geçmeyin" çağrısı, siyasi kulislerde yankı uyandırdı. Ayrıca, hükümetin "İkinci Cumhuriyet" veya "Yeni Devlet" adı altında anayasal düzeni değiştirmeyi hedeflediğini iddia eden Özdağ, Zafer Partisi'nin bu süreçte üniter devlet yapısını ve anayasanın ilk dört maddesini savunmaya devam edeceğini belirtti. ​Bölgesel Tehditler ve "Teröristan" İddiası ​Konuşmanın dış politika bölümünde, Suriye ve Irak'ın kuzeyindeki gelişmeler ele alındı. Özdağ, bölgede bir "Teröristan" kurulmaya çalışıldığını ve bunun Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tehdit ettiğini öne sürdü. ABD ve İsrail'in bölgedeki stratejik hamlelerinin, Türkiye'nin güney sınırlarında fiili bir durum yarattığını belirten Özdağ, hükümetin bu gelişmelere karşı daha kararlı bir duruş sergilemesi gerektiğini ifade etti. Golan Tepeleri örneğini vererek sınır güvenliğindeki zafiyetlere dikkat çekti. ​Zafer Partisi lideri, konuşmasını Türk milletine birlik çağrısı yaparak sonlandırdı. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal ve siyasi krizden çıkışın ancak ulusal egemenliğe sahip çıkılarak mümkün olacağını vurguladı.

Suriye'de 702 kilometre tünel imha edildi. Haber

Suriye'de 702 kilometre tünel imha edildi.

Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terörle mücadele ile sınır güvenliği faaliyetlerinin kararlılıkla sürdüğünü bildirdi. Suriye’de yapılan tünel imha çalışmalarında şu ana kadar toplamda 702 kilometre tünel imha edilmiş olup, yıl başından itibaren hudutlarda yasa dışı geçiş yapmaya çalışan 8 bin 24 kişi yakalanmıştır. ANKARA (İGFA) - Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) faaliyetlerine ve güncel gelişmelere ilişkin Haftalık Basın Bilgilirme Toplantısı, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri ve Bakanlık Sözcüsü Tuğamiral Zeki Aktürk tarafından gerçekleştirildi. Toplantıda, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terörle mücadelesini, sınır güvenliği ve ülke savunması alanlarında karada, denizde ve havada sürdürdüğü azim ve kararlılık vurgulandı. SURİYE’DE 702 KİLOMETRE TÜNEL YOK EDİLDİ Tuğamiral Aktürk, Suriye harekât alanlarında 8 Ocak’tan bu yana sürdürülen tünel imha çalışmalarında ciddi ilerleme kaydedildiğini vurguladı. Şu ana kadar, Tel Rıfat ve Menbic bölgelerinde toplamda 702 kilometre uzunluğunda tünel imha edildiği açıklandı. Ayrıca mağara, sığınak ve barınak arama-tarama faaliyetleri ile mayın ve el yapımı patlayıcı (EYP) tespit ve imha çalışmalarının da kesintisiz sürdüğü ifade edildi. T.C. Millî Savunma Bakanlığı @tcsavunma Suriye harekât alanlarında 8 Ocak’tan bu yana sürdürülen tünel imha çalışmaları... (İlgili videoyu görmek için tıklayın) Videoyu X (Twitter) üzerinde görüntüle HUDUTLARDA KAÇAK GEÇİŞLERE İZİN YOK Sınır güvenliğinin uluslararası standartlardaki kademeli güvenlik sistemi ile oluşturulduğunu belirten Aktürk, hafta boyunca 281 kişinin yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalandığını, yıl başından itibaren yakalanan toplam kişi sayısının ise 8 bin 24’e ulaştığını açıkladı. Buna ek olarak, bu hafta tespit edilen 827 kişi ile birlikte yıl içerisinde yasa dışı geçişleri engellenen toplam kişi sayısı 54 bin 719 oldu. Sınır güvenliği kapsamında yapılan operasyonlarda önemli miktarda silah ve mühimmat ele geçirildi. Hatay hudut hattında yapılan arama-tarama faaliyetlerinde, uçaksavar mühimmatı, el bombaları, füzeler, piyade tüfekleri, roketatarlar ile yaklaşık 3,5 kilogram uyuşturucu madde ele geçirildi.

Arıkan: Asgari ücret en az 33 bin lira olmalı Haber

Arıkan: Asgari ücret en az 33 bin lira olmalı

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, TBMM'de yapılan Yeni Yol Partisi Grup Toplantısında dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Arıkan, güncel konular arasında asgari ücret, KKTC seçimleri, terörle mücadele ve Gazze’deki durumla ilgili önemli mesajlar verdi. ANKARA (İGFA) - TBMM'nin Yeni Yol Partisi Grup Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, gündemdeki başlıkları değerlendirirken, 2026 yılı için belirlenmesi öngörülen asgari ücretin açlık sınırının altında kalmaması gerektiğini ifade ederek, "Açlık sınırını karşılamayan bir zam, gerçek bir zam değildir" dedi ve "Asgari ücretin en az yüzde 50 artışla 33 bin lira olması zorunludur, aksi herhangi bir rakam kabul edilemez" ifadesinde bulundu. https://twitter.com/mahmutarikansp/status/1980890266442633597 "KKTC'NİN TANINMASI ÖNCELİK OLMALIDIR" Konuşmasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerine değinen Arıkan, seçim sonuçlarının hayırlı olmasını dileyerek, "KKTC’nin en önemli önceliği, öncelikle dost ülkeler olmak üzere tüm dünya tarafından tanınmasını sağlamak olmalıdır. 1974 Barış Harekatı ile elde edilen kazanımlar tartışmaya açık olamaz." şeklinde konuştu. Türkiye ile Kıbrıs’ın birbirinden ayrılması düşünülemeyeceğini belirten Mahmut Arıkan, Türkiye’nin her koşulda KKTC’nin yanında yer alması gerektiğini bildirdi. Terörden arınmış bir Türkiye için çalışmalara destek verdiklerini fakat sürecin farklı amaçlar için kullanılmaması gerektiğini vurgulayan Arıkan, “Bu durumu Öcalan’ın özgürlüğüyle sınırlamak ihanettir” diyerek, "Toplumsal birliğin, kardeşliği sağlamanın amaçlandığı bu yolda gerçek kazanım bir kişinin özgürlüğü olmamalıdır" dedi. DEM Parti’nin Diyarbakır'daki yürüyüşlerinde yaşananlara da değinen Arıkan, “Emniyet güçlerine karşı 'düşman' diye bağırmak çözüm getirmez” dedi. Ayrıca, İsrail’in Gazze'de ateşkesi bozduğunu ve saldırılarına devam ettiğini vurguladı.

Bursa'daki Öcalan Komisyonu Paneli Gerçekleri Ortaya Koydu Haber

Bursa'daki Öcalan Komisyonu Paneli Gerçekleri Ortaya Koydu

Bursa'da düzenlenen Öcalan Komisyonu paneli, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde (AKKM) yüzlerce vatandaşın katılımıyla gerçekleştirildi. "Öcalan Komisyonu Ne Yapıyor?" başlığı altında düzenlenen etkinlik, milli güvenlik konularına dair önemli analizlerin ve daha önce kamuoyunda az bilinen detayların paylaşılmasına sahne oldu. Panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Süheyl Batum, Müstafi Tümamiral Prof. Dr. Cihat Yaycı ve Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ katıldı. Yaklaşık üç saat süren ve ara verilmeyen oturumda, konuşmacılar komisyonun faaliyetlerine ilişkin kapsamlı sunumlar yaparak, konunun farklı boyutlarını ele aldılar. ​Etkinlik, Bursalı vatandaşlar tarafından yoğun bir ilgiyle karşılandı. Bine yakın dinleyicinin takip ettiği panelde, katılımcıların milli güvenlik meselesine olan duyarlılığı dikkat çekti. Konuşmacılar, komisyonun çalışmaları, olası sonuçları ve Türkiye'nin geleceğine etkileri üzerine kendi uzmanlık alanlarından getirdikleri perspektifleri dinleyicilerle paylaştı. Sunumlar sırasında paylaşılan analizler ve veriler, salonda bulunanlar tarafından dikkatle dinlendi. Panelistlerin aktardığı bilgilerin, katılımcılar arasında önemli bir farkındalık yarattığı ve konunun daha önce bilinmeyen yönlerini aydınlattığı gözlemlendi. Özellikle, dinleyiciler arasında bulunan farklı siyasi partilerin il ve ilçe başkanlarının dahi yapılan sunumlar karşısında konuya dair "Biz bunları böyle bilmiyorduk, hayret ettik" dedikleri duyuldu, panelin en dikkat çekici anlarından biri olarak kaydedildi. ​​​​ Bursa'daki Öcalan Komisyonu Paneli Milli Duruşu Gündeme Taşıdı​ Panelin organizatörleri, etkinliğin Bursa'da yarattığı bu etkiyi bir başlangıç olarak gördüklerini ve benzer bilgilendirme toplantılarının Türkiye geneline yayılmasının hedeflendiğini belirtti. Katılımcıların gösterdiği yoğun ilgi ve milli duruşun önemine vurgu yapılırken, bu tür etkinliklerin toplumsal bilinçlenme açısından kritik bir rol oynadığı ifade edildi. Prof. Dr. Batum, Prof. Dr. Yaycı ve Prof. Dr. Özdağ’ın değerlendirmeleri, Türkiye'nin önemli milli güvenlik konularından birine dair kamuoyunda daha geniş bir tartışma platformu oluşturulmasına katkı sağladı. Panel, konuşmacıların sunumlarının ardından sona ererken, katılımcıların gösterdiği ilgi ve alaka için teşekkür edildi. Bu önemli Öcalan Komisyonu paneli, şehirde uzun süre konuşulacak bir gündem maddesi oluşturdu.

Erdoğan: Milli Dayanışma Komisyonu Çalışmaları Ziyan Edilemez Haber

Erdoğan: Milli Dayanışma Komisyonu Çalışmaları Ziyan Edilemez

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, terörle mücadele sürecinde kritik bir rol üstlenen Milli Dayanışma Komisyonu çalışmalarına dikkat çekti. Türkiye'nin birliği ve bütünlüğüne vurgu yapan Erdoğan, 86 milyon vatandaşın tamamının Türkiye Cumhuriyeti'nin asli sahibi olduğunu ve bu gerçeğin hiçbir farklılık tarafından gölgelenemeyeceğini ifade etti. Erdoğan, komisyonun "terörsüz bir Türkiye" hedefine ulaşmada tarihi bir fırsat penceresi açtığını belirterek, bu sürecin ziyan edilmesinin ağır bir vebal doğuracağı uyarısında bulundu. Geçtiğimiz hafta Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı ve MİT Başkanı'nın komisyona katılarak kapsamlı sunumlar yaptığını ve milletvekillerinin sorularını açık yüreklilikle yanıtladığını aktaran Erdoğan, "Hep beraber akan kanı durduralım, acıyı ve gözyaşını dindirelim. Komisyonun hayırlara vesile olmasını diliyorum" şeklinde konuştu. Cumhur İttifakı ve hükümet olarak komisyon çalışmalarına tam destek verdiklerini ve sürecin hassasiyetle yürütülmesi gerektiğini vurguladı. "86 Milyonun Bekası" İçin Kurulan Milli Dayanışma Komisyonu Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi görüş, köken veya yaşam tarzı farklılıklarının bir kenara bırakılarak ortak paydada buluşulması gerektiğini belirtti. "Hiçbirimiz buna izin vermemeliyiz. 86 milyonun bekası, güvenliği ve huzuru için sorumluluk sahibi herkesin katkısını, desteğini ve yol gösterici eleştirisini önemsiyoruz," diyerek birlik çağrısını yineledi. Millete hizmet yolunda 11 yılı geride bıraktıklarını hatırlatan Erdoğan, "Duasını, desteğini ve vefasını esirgemeyen milletimize teşekkür ediyorum. Türkiye’nin her metrekaresini eserlerle donatmamıza yardımcı olanlara minnettarız" dedi. Çalışma prensiplerini "İki günü birbirine eşit geçen ziyandadır" anlayışıyla özetleyen Cumhurbaşkanı, bir vatandaşın "Allah ondan razı olsun" duasının kendileri için en büyük şeref olduğunu sözlerine ekledi.

MGK toplantısı sona erdi: Kritik Kararlar Alındı Haber

MGK toplantısı sona erdi: Kritik Kararlar Alındı

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen toplantı, yaklaşık 3 saat 45 dakika sürdü. Yılın dördüncü MGK toplantısında, Türkiye'nin iç ve dış güvenlik meseleleri kapsamlı bir şekilde ele alındı. Toplantının ardından kamuoyuna duyurulan 6 maddelik bildiride, özellikle terörle mücadele ve bölgesel konulara vurgu yapıldı. Toplantının ana gündem maddeleri arasında, yurt içinde ve sınır ötesinde terör örgütlerine karşı yürütülen operasyonlar, orman yangınlarıyla mücadele ve bu yangınların güvenlik boyutları yer aldı. Ayrıca, İsrail-Filistin arasındaki gerilim, Rusya-Ukrayna savaşı ve Suriye'deki son gelişmeler gibi bölgesel ve küresel meseleler de masaya yatırıldı. Kurul, "Terörsüz Türkiye" hedefine ulaşmak için atılacak adımları değerlendirdi ve bu konudaki kararlılığını bir kez daha vurguladı. MGK toplantısı sona erdi: Bildiride Öne Çıkan Başlıklar Yayınlanan 6 maddelik bildiri, Türkiye'nin ulusal güvenlik stratejilerini ve dış politikasındaki önceliklerini ortaya koydu. Bildiride öne çıkan başlıklardan biri, "Terörsüz Türkiye" vurgusu oldu. Terör prangasının sökülüp atılmasıyla milletin kardeşliğinin daha da pekişeceği ve milli hedeflere daha hızlı adımlarla ilerleneceği ifade edildi. Bu kapsamda, FETÖ başta olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği belirtildi. Bölgesel konulara değinilen bildiride, Suriye'deki gelişmeler kapsamlı bir şekilde ele alındı. Suriye'nin toprak bütünlüğü, egemenliği ve istikrarına yönelik çabaların desteklenmeye devam edileceği teyit edildi. Yeniden bir şiddet sarmalına sürüklenmek istenen Suriye'de her türlü bölücü ve yıkıcı faaliyetin engellenmesinin öncelik arz ettiği vurgulandı. Ayrıca, İsrail'in Gazze'deki insanlık dışı saldırıları ve soykırım suçları kınanarak, uluslararası topluma sorumluluk alarak harekete geçme çağrısında bulunuldu. Rusya-Ukrayna savaşındaki tırmanma emarelerinden duyulan endişe dile getirilirken, Türkiye'nin kalıcı barışın tesisi için mesuliyet üstlenmeye ve her türlü katkıyı sunmaya hazır olduğu bir kez daha ifade edildi. Kurul, kamuda kreş ve çocuk bakımevlerinin yaygınlaştırılması gibi sosyal konulara da değinerek, bu konudaki çalışmaların sürdürüleceğini belirtti. MGK toplantısı sonrası yayımlanan bu bildiri, Türkiye'nin hem iç güvenliğini sağlamaya yönelik kararlı duruşunu hem de bölgesel ve küresel barışa katkı sağlama arzusunu net bir şekilde ortaya koydu. Alınan kararların önümüzdeki dönemde uygulanacak politikalar için yol gösterici nitelikte olduğu değerlendiriliyor.

Terörsüz Türkiye süreci silah bırakma açıklamaları Haber

Terörsüz Türkiye süreci silah bırakma açıklamaları

Terörsüz Türkiye süreci silah bırakma açıklamaları, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik tarafından AK Parti’nin “32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı”nda kullanıldı. Çelik, Türkiye'nin uzun süredir gündeminde olan terör mücadelesinin sonlanması adına silah bırakma sürecinin kesintisiz sürmesi gerektiğini vurguladı. Terörsüz Türkiye süreci silah bırakma açıklamaları ve Meclis gündemi Toplantıda konuşan Ömer Çelik, “Silah bırakma sürecinin kesintisiz biçimde devam etmesi gerekiyor. PKK’nın tüm kolları silah bırakmalı, ortadan kalkmalı.” dedi . Çelik, özellikle bölgedeki mezhep grupları arasındaki iş birliğinin önemine dikkat çekti. Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın zamanda yaptığı tarihi konuşmanın dünya çapında yankı bulduğunu, Meclis’te “Terör­süz Türkiye Komisyonu”nun günler içinde kurulabileceğini belirtti . “Bu bir al-ver süreci değildir,” diyen Sözcü, eleştirilerin makul olmasını ancak karşı tarafı ihanetle suçlamanın değer taşımadığını ifade etti. Türkiye'nin hem sert güç hem de yumuşak güç unsurlarıyla terörle mücadelede kararlı olduğunu söyleyen Çelik, sürecin tamamlanmasıyla istismar alanlarının kapanacağını; birkaç ay içinde silahların bırakılmasının takip edileceğini söyledi. Ömer Çelik, terörle mücadele sürecinin kamuoyundan destek beklediğini, ama bunun “siyasi pazarlık” anlamına gelmediğini vurguladı. Cumhurbaşkanı’nın liderliğinde yürütülen süreçte, eleştirilerin dikkatle takip edileceği, ancak konunun siyasi bir çıkar oyunu olmadığı belirtildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.