>G-T1PWPZ8J68
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Suriye

NEWSTURK - Suriye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Suriye haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TBMM'den İmralı açıklaması... Komisyon Öcalan'la görüştü Haber

TBMM'den İmralı açıklaması... Komisyon Öcalan'la görüştü

TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun bugün (24 Kasım) İmralı'ya ziyarette bulunduğunu açıkladı. Yapılan resmi açıklamada, İmralı Cezaevi’nde gerçekleştirilen görüşmede silah bırakma çağrıları ve bölgesel gelişmelerin ele alındığı ve sürecin olumlu seyrettiği belirtildi. ANKARA (İGFA) - Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Abdullah Öcalan ile gerçekleştirilen görüşmeye dair yazılı bir açıklama yaptı. Komisyon, 5 Ağustos 2025’teki ilk toplantısından bu yana 18 kez toplandığını ve çeşitli gruplarla dinleme faaliyetleri yürüttüğünü ifade ederken, 21 Kasım’daki 18’inci toplantısında, İmralı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda Abdullah Öcalan’ın dinlenmesine yönelik kararın oy çokluğuyla alındığını vurguladı. Bu karar doğrultusunda komisyon heyetinin 24 Kasım 2025 Pazartesi günü İmralı’ya giderek görüşmeyi yaptığı duyuruldu. Açıklamada, Öcalan’a 27 Şubat’ta yapılan Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, örgütün dağıtılması ve silahsızlanma konularındaki açıklamaları ile Suriye’de 10 Mart mutabakatının hayata geçirilmesine dair sorular sorulduğu ve bu konularda detaylı açıklamaların alındığı ifade edildi. Komisyon, görüşmenin ardından toplumsal bütünleşme, kardeşliğin pekiştirilmesi ve bölgesel sürecin ilerletilmesi bakımından olumlu sonuçlar elde edildiğini belirtti. Açıklama, komisyonun hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığını sürdüreceğine dair vurguyla sona erdi.

Prof.Dr. Ümit Özdağ'dan Basın Açıklaması. Sert Mesajlar Haber

Prof.Dr. Ümit Özdağ'dan Basın Açıklaması. Sert Mesajlar

Zafer Partisi Genel Merkezi'nde düzenlenen haftalık toplantıda konuşan Prof. Dr. Ümit Özdağ, ülke gündemine dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Ümit Özdağ basın açıklaması kapsamında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluş yıl dönümünden toplumsal asayiş olaylarına, anayasa tartışmalarından terörle mücadele stratejilerine kadar geniş bir yelpazede eleştirilerini dile getirdi. Özdağ, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu "güvenlik ve asayişin kalmadığı bir dönem" olarak nitelendirirken, hükümetin dış politika hamlelerini de sert bir dille eleştirdi. ​Kıbrıs'ta "İki Devletli Çözüm" Israrı ve Mavi Vatan Uyarısı ​Toplantının ilk gündem maddesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) 42. kuruluş yıl dönümüydü. Özdağ, Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık mücadelesini ve kurucu liderler Dr. Fazıl Küçük ile Rauf Denktaş'ı anarak başladığı konuşmasında, adadaki siyasi çözüm süreçlerine değindi. Raporların ortak görüşü, Özdağ'ın federasyon temelli çözüm önerilerini kesin bir dille reddettiğini ve "tek yolun iki ayrı bağımsız devlet" olduğunu vurguladığını gösteriyor. ​Özdağ, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) silahlanma faaliyetlerine ve bölgedeki askeri hareketliliğe dikkat çekti. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Rum kesimine yönelik silah ambargosunu kaldırması ve İsrail ile yapılan askeri tatbikatların Türkiye için bir tehdit unsuru olduğunu belirtti. Açıklamada, Yunanistan'ın Ege Denizi'ndeki adalar üzerindeki egemenlik iddialarına karşı hükümetin sessiz kaldığı savunulurken, "Mavi Vatan'ın unutulduğu" eleştirisi öne çıktı. ​Toplumsal Travmalar: İstanbul ve Şanlıurfa'daki Ölümler ​Basın toplantısının en dikkat çeken bölümlerinden biri, son günlerde Türkiye'yi sarsan iki ayrı trajediye ayrıldı. Özdağ, İstanbul'da yaşanan ve "Böcek ailesi" olarak bilinen dört kişilik bir ailenin şüpheli ölümüne değindi. İstanbul Fatih'te meydana gelen olayda, anne, baba ve iki çocuğun hayatını kaybetmesi, kamuoyunda derin bir üzüntü yaratmıştı. Adli Tıp Kurumu raporlarına da yansıyan olayda, kimyasal zehirlenme şüpheleri üzerinde durulurken, Özdağ bu durumu ekonomik ve sosyal çöküşün bir yansıması olarak değerlendirdi. ​Bir diğer vahim olay ise Şanlıurfa'da yaşandı. Bir marangoz atölyesinde çalışan 15 yaşındaki çırak Muhammed Kendirci'nin, ustası tarafından maruz kaldığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesi, toplantıda "toplumsal vicdanın kanadığı" bir örnek olarak sunuldu. Basına yansıyan bilgilere göre, çocuğun kompresörle hava verilerek işkenceye uğraması ve hastanede yaşamını yitirmesi, çocuk işçiliği ve şiddet sarmalı tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Özdağ, bu olayları "Türkiye'de artık güven ve asayişin kalmadığının kanıtı" olarak sundu. ​"Yeni Süreç" ve Anayasa Tartışmalarına Sert Tepki ​Ümit Özdağ basın açıklamasının siyasi ayağında ise, son dönemde alevlenen "yeni çözüm süreci" ve anayasa değişikliği tartışmaları vardı. Özdağ, iktidar kanadından ve MHP lideri Devlet Bahçeli'den gelen, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın mecliste konuşma yapmasına yönelik çağrıları "tarihi bir hata" olarak nitelendirdi. Özdağ, bu tür girişimlerin "devletin terör örgütü karşısında diz çökmesi" anlamına geleceğini savundu. ​Özdağ, mecliste kurulması planlanan komisyonlara üye verecek milletvekillerine de seslendi. NewsTurk tarafından takip edilen süreçte, Özdağ'ın "Tarihe teröristin ayağına giden vekil olarak geçmeyin" çağrısı, siyasi kulislerde yankı uyandırdı. Ayrıca, hükümetin "İkinci Cumhuriyet" veya "Yeni Devlet" adı altında anayasal düzeni değiştirmeyi hedeflediğini iddia eden Özdağ, Zafer Partisi'nin bu süreçte üniter devlet yapısını ve anayasanın ilk dört maddesini savunmaya devam edeceğini belirtti. ​Bölgesel Tehditler ve "Teröristan" İddiası ​Konuşmanın dış politika bölümünde, Suriye ve Irak'ın kuzeyindeki gelişmeler ele alındı. Özdağ, bölgede bir "Teröristan" kurulmaya çalışıldığını ve bunun Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tehdit ettiğini öne sürdü. ABD ve İsrail'in bölgedeki stratejik hamlelerinin, Türkiye'nin güney sınırlarında fiili bir durum yarattığını belirten Özdağ, hükümetin bu gelişmelere karşı daha kararlı bir duruş sergilemesi gerektiğini ifade etti. Golan Tepeleri örneğini vererek sınır güvenliğindeki zafiyetlere dikkat çekti. ​Zafer Partisi lideri, konuşmasını Türk milletine birlik çağrısı yaparak sonlandırdı. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal ve siyasi krizden çıkışın ancak ulusal egemenliğe sahip çıkılarak mümkün olacağını vurguladı.

Dervişoğlu: KKTC Cumhurbaşkanı atanmış Vali değildir Haber

Dervişoğlu: KKTC Cumhurbaşkanı atanmış Vali değildir

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki (KKTC) seçim süreci, Türkiye'nin dış politikası, ekonomi yönetimi ve yolsuzluk soruşturmalarına dair çarpıcı değerlendirmeler sundu. ANKARA (İGFA) - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM Grup Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. KKTC'nin 6'ncı Cumhurbaşkanı olan Tufan Erhürman'ı kutlayarak sözlerine başlayan Dervişoğlu, seçim sürecine dış müdahalelere tepki gösterdi. Türkiye’den bazı siyasi aktörlerin söylem ve tavırlarını eleştiren Dervişoğlu, “KKTC Cumhurbaşkanı atanmış bir vali değildir, bağımsız bir Türk devletinin adil ve özgür seçimlerle göreve gelmiş lideridir. Bu seçimleri federasyon ile bağımsız devlet arasında bir referandum gibi göstermek, Türkiye’ye karşı bir mağlubiyet algısı oluşturmaktır. Kıbrıs Türk halkının bir devleti vardır ve onun garantörü Türkiye Cumhuriyeti'dir” dedi. TEZKEREYE ELEŞTİRİ: "TÜRKİYE'NİN GÜVENLİĞİ PAZARLIK KONUSU OLAMAZ" Dervişoğlu, TBMM'de onaylanan ve Irak ile Suriye'ye asker gönderme yetkisini 3 yıl uzatan Cumhurbaşkanlığı tezkeresine ilişkin düşüncelerini paylaştı. Türkiye’nin güvenliği ve toprak bütünlüğü hususunda titiz davranılması gerektiğini vurgulayan Dervişoğlu, “Suriye ile yapılacak herhangi bir anlaşmanın, Türkiye’nin toprak ve nüfus güvenliğine aykırı olması asla kabul edilemez. Türkiye'nin denetiminde bir mekanizma kurulması zorunludur, aksi halde önemli zafiyetler ortaya çıkar” dedi. , https://twitter.com/iyiparti/status/1980900218720936301 Ekonomi politikalarına da sert eleştirilerde bulunan İYİ Parti lideri, hükümetin tarımı ihmal ettiğini ve faiz lobilerini desteklediğini ifade etti. Dervişoğlu, “Faiz giderleri bu yıl 40 milyar dolara ulaştı, bu yüzde 82’lik bir artış demek. Buna karşın çiftçiye sağlanan tarımsal destek sadece 4,9 milyar dolar. Tarım Kanunu’na göre bu destek en az 15 milyar dolar olmalıydı. Üretimi değil ithalatı, çiftçiyi değil faizi seçen bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu bir ihmal değil, açık bir tercihtir” dedi. 2026 BÜTÇESİNE TEPKİ: “RAKAMLARLA GERÇEKLER UYUŞMUYOR” 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ne de tepki gösteren ve bütçenin gerçeklikten uzak olduğunu belirten Dervişoğlu, "Faizi besleyen değil üretimi büyüten, ithalatı değil istihdamı destekleyen bir bütçe istiyoruz. Ancak bu bütçe, rakamlarla oynayarak hakikati gizlemeye çalışıyor. Gerçekle uzaktan yakından ilgisi yok" dedi. Yolsuzluk iddiaları ve bazı belediyelere yönelik yürütülen soruşturmalar hakkında da değerlendirmelerde bulunan Dervişoğlu, hukukun üstünlüğü ilkesine vurgu yaptı. DEM Parti’nin Diyarbakır’da düzenlediği yürüyüşe de değinen Dervişoğlu,“Kardeşlik, eşitlik, hürriyet, cumhuriyet diyeceğiz. Ey yanlış yola sapmış olanlar! Size rağmen Türk vatandaşlığını parçalatmayacağız. Büyük Türk milleti olarak, Kürt’üyle, Türkmen’iyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle Cumhuriyetimizi birlikte yaşatacağız.” diye konuştu.

Bahçeli'den YPG/PYD tepkisi : Mutabakata uyulmalı Haber

Bahçeli'den YPG/PYD tepkisi : Mutabakata uyulmalı

Bahçeli'den YPG/PYD tepkisi : “Süreci ağırdan almak çirkefliktir” Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye’nin kuzeyindeki gelişmelere ve YPG/PYD’nin tutumuna ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Bahçeli, terör örgütünün barış ve çözüm sürecini bilinçli şekilde ağırdan aldığını belirterek, “Bu çirkeflik kabul edilemez” dedi. Bahçeli, parti genel merkezinde yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda kararlı adımlar attığını ve bu sürecin hiçbir şekilde sekteye uğratılamayacağını ifade etti. YPG/PYD’nin, özellikle Mart 2025’te Paris’te imzalanan mutabakata aykırı davrandığını vurgulayan Bahçeli, bu durumun Türkiye’nin yanı sıra Suriye’nin istikrarını da tehdit ettiğini belirtti. Bahçeli'den YPG/PYD tepkisi Mutabakatın uygulanması konusunda sorumluluk sahibi tüm taraflara çağrıda bulunan MHP lideri, “Süreci geciktirenler, terörle mücadelede samimi değildir. Türkiye sabırlı ama kararlıdır” dedi. Bahçeli, bölgedeki statükonun korunmasına yönelik girişimlerin Türkiye tarafından kabul edilmeyeceğini de dile getirdi. ABD yönetiminin YPG/PYD’ye desteğini de eleştiren Bahçeli, “Tavşana kaç, tazıya tut” siyasetine son verilmesi gerektiğini belirtti. Bahçeli, "ABD'nin YPG'yi terör örgütü olarak tanımaması müttefiklik hukukuna aykırıdır" dedi. CHP’ye de çağrıda bulunan Bahçeli, “Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu”na katılım şartı koymanın, terörle mücadelede zaaf oluşturacağını savundu. MHP olarak bu komisyona dört milletvekiliyle katılacaklarını belirten Bahçeli, süreci desteklediklerini ifade etti. Komisyonda görev alacak MHP milletvekilleri şu şekilde sıralandı: Feti Yıldız (İstanbul), Muhammet Levent Bülbül (Sakarya), Halil Öztürk (Kırıkkale) ve Yücel Bulut (Tokat). Bahçeli ayrıca Gazze’de yaşanan insanlık dramına da değinerek, Birleşmiş Milletler’in çifte standartlı tutumunu eleştirdi. Türkiye’nin insani diplomasiye öncülük etmesi gerektiğini söyledi.

Diplomasi Trafiği ve Bakan Fidan'ın Açıklamaları Haber

Diplomasi Trafiği ve Bakan Fidan'ın Açıklamaları

Bakan Fidan'ın açıklamaları, Türk dış politikasının güncel önceliklerini ve uluslararası ilişkilerdeki duruşunu bir kez daha ortaya koydu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, son değerlendirmelerinde Irak'tan Suriye'ye, Gazze'den BRICS Zirvesi'ne kadar geniş bir yelpazede kritik mesajlar verdi. Özellikle Irak'ta yeni bir istikrarsızlığa izin verilmeyeceğini ve "Bir 40 yıl daha kaybedecek sabrımız yok" ifadelerini kullanarak Türkiye'nin bölgeye yönelik kararlı tutumunu vurguladı. Fidan, Suriye'deki gelişmelere de değinerek İsrail'in bölgeyi bölme ve istikrarsızlaştırma girişimlerine karşı sert bir duruş sergiledi. Suriye'nin bölünmesinin milli güvenliğe doğrudan tehdit olacağını belirten Fidan, Türkiye'nin buna müdahale edeceğinin altını çizdi. Bu açıklamalar, Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğüne verdiği önemi ve olası senaryolara karşı hazırlıklı olduğunu gözler önüne serdi. Bakan Fidan, Dürzileri koruma bahanesiyle yapılan müdahalelerin İsrail'in gerçek niyetini yansıttığını ifade etti. Bakan Fidan'ın Açıklamaları ve Uluslararası Diplomasi BRICS Zirvesi sonrası yaptığı Bakan Fidan açıklamaları ile Türkiye'nin uluslararası sistemdeki reform çabalarına desteğini yineledi. Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı temsilen katıldığı zirvede Türkiye'nin BRICS'e davet edilen ülkeler arasında yer aldığını kaydetti. Bu durum, Türkiye'nin çok kutuplu dünya düzenine verdiği önemi ve uluslararası platformlardaki etkinliğini bir kez daha gösterdi. Zirvede uluslararası sistemdeki hataların giderilmesi, yapay zeka, iklim değişikliği ve sağlık gibi konuların ele alındığını belirten Fidan, Türkiye'nin bu meselelerde aktif rol oynadığını vurguladı. Gazze'deki insani krize de değinen Fidan, İsrail'in soykırım politikalarını durdurmanın tüm insanlığın ortak görevi haline geldiğini ifade etti. Türkiye olarak Filistinlilerin haklarını siyasi ve hukuki tüm araçları kullanarak savunmaya devam edeceklerini belirtti. Fidan, uluslararası sistemdeki bazı aktörlerin bile İsrail'i desteklemekten geri durduğunu, çünkü "soykırımcı İsrail ile bir arada durmanın artık hiç kimseyi iyi durumda göstermediğini" dile getirdi. Dışişleri Bakanı, İstanbul'da yaşanacak yoğun diplomasi trafiğine de dikkat çekti. Rusya ile Ukrayna arasındaki müzakerelerin üçüncü turuna ev sahipliği yapılacağını ve tarafların konuşmaya devam etmesinin hedeflendiğini aktardı. Ayrıca, İran ile Almanya, Birleşik Krallık ve Fransa arasındaki nükleer görüşmelerin de İstanbul'da gerçekleştirileceğini belirterek, İran'ın nükleer faaliyetleriyle ilgili meselelerin diplomasi yoluyla çözülmesini hedeflediklerini vurguladı. Fidan'ın bu açıklamaları, Türkiye'nin bölgedeki barış ve istikrara katkı sağlama arayışının bir göstergesi olarak değerlendirildi. Fidan, Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerin de önemli olduğunu ve Trump döneminde bu ilişkilerde büyük bir problem yaşanmayacağını düşündüğünü belirtti. Türkiye'nin tehditlere karşı her zaman hazırlıklı olduğunu ve halkın müsterih olması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Suriye Türkiye’den resmi destek talep etti Haber

Suriye Türkiye’den resmi destek talep etti

Suriye Türkiye’den resmi destek talep etti Milli Savunma Bakanlığı (MSB), haftalık bilgilendirme toplantısında dikkat çeken bir gelişmeyi kamuoyuyla paylaştı. MSB kaynaklarına göre, Suriye yönetimi Türkiye’den resmi düzeyde destek talep etti. Bu talep, özellikle eğitim, danışmanlık ve teknik alanlarda yapılacak iş birliklerini kapsıyor. Suriye'nin talebinin perde arkasında, özellikle İsrail'in son haftalarda Şam çevresine yönelik gerçekleştirdiği hava saldırıları ve Süveyda bölgesindeki güvenlik krizinin olduğu değerlendiriliyor. Bölgedeki istikrarsızlık, Suriye’nin savunma kapasitesini artırma ihtiyacını ortaya çıkarmış durumda. MSB kaynakları tarafından yapılan açıklamada, “Suriye yönetimi, savunma gücünü yeniden yapılandırma sürecinde Türkiye’den eğitim ve teknik destek talebinde bulunmuştur. Bu doğrultuda gerekli çalışmalar devam etmektedir” ifadelerine yer verildi. Açıklamada, bu sürecin özellikle terör örgütü DEAŞ’a karşı etkili mücadeleye katkı sağlamasının beklendiği kaydedildi. Bu gelişme, Türkiye'nin Suriye krizine yönelik uzun vadeli politikalarıyla da uyumlu bir zemin oluşturuyor. Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğini korumaya yönelik politikalarını kararlılıkla sürdürüyor. Aynı zamanda bölgede istikrar ve güvenliğin sağlanması adına uluslararası düzeyde sorumluluk üstlenmeye devam ediyor. Suriye Türkiye’den resmi destek talep etti Öte yandan, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Suriye hükümeti arasında 10 Mart 2025’te varılan uzlaşıların sahaya ne ölçüde yansıyacağı da Türkiye tarafından yakından takip ediliyor. Bu uzlaşıların uygulanabilirliği, Türkiye-Suriye arasındaki teknik iş birliğinin kapsamını doğrudan etkileyebilir. Bu destek sürecinin bir askeri müdahale şeklinde değil; danışmanlık, bilgi aktarımı ve personel eğitimi çerçevesinde şekillenmesi planlanıyor. Söz konusu yaklaşım, bölgede tansiyonun düşürülmesini ve yeni çatışma alanlarının doğmamasını hedefliyor. Yetkililer, gelişmelerin hem Türkiye hem de bölge güvenliği açısından önemli olduğunu ve süreçle ilgili kamuoyunun düzenli olarak bilgilendirileceğini belirtti.

Ahmed Şara'dan Süveyda Açıklaması: Birlik Vurgusu Haber

Ahmed Şara'dan Süveyda Açıklaması: Birlik Vurgusu

Ahmed Şara'dan Süveyda Açıklaması: Bölgede Güvenlik Sağlanıyor Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, ülkenin güneybatısında yer alan ve çoğunlukla Dürzi nüfusunun yaşadığı Süveyda vilayetinde yaşanan son olaylara ilişkin kapsamlı bir Süveyda açıklaması gerçekleştirdi. Televizyon aracılığıyla ulusa seslenen Şara, bölgedeki güvenlik durumunun yeniden tesis edilmesi ve toplumsal birliğin korunması adına atılan adımları detaylandırdı. Açıklamada, yerel gruplar arasındaki şiddetli çatışmaların devletin müdahalesiyle kontrol altına alındığı ve durumun tamamen kontrolden çıkmasının engellendiği vurgulandı. Şara, konuşmasının başında Dürzi halkına doğrudan hitap ederek, toplumsal birliği hedef alan her türlü girişime karşı devletin kararlılıkla duracağını belirtti. "Dış güçlere bel bağlamak ve Süveyda'yı uluslararası çatışmalarda bir araç olarak kullanmak, Suriye halkının çıkarlarına hizmet etmez; tam tersine, krizi derinleştirir ve ülkenin birliğini tehlikeye atar" ifadelerini kullandı. Bu söylem, bölgedeki dış müdahale girişimlerine karşı net bir duruş sergilendiğini ortaya koydu. Süveyda açıklaması : Ateşkes ve Toplumsal Birlik Çağrısı Ahmed Şara, konuşmasında aşiret liderlerine ve yerel gruplara çağrıda bulunarak ateşkese tam anlamıyla uymalarını ve devletin talimatlarına itaat etmelerini talep etti. Şara, "Tarih boyunca Arap aşiretleri ülkenin birliğini ve istikrarını koruma konusunda önemli bir rol oynamıştır. Ancak bazı gruplar, yalnızca kendi çıkarlarını korumak için bu tehditlerle tek başlarına mücadele etmeye çalıştı. Bu tür yaklaşımlar, devletin yerini alamaz ve Suriye'nin güvenliğini sağlayabilecek yegane otorite devlettir" dedi. Bu açıklamalar, Suriye hükümetinin merkezi otoritesini pekiştirme ve bölgedeki yerel unsurları ulusal çatının altında toplama niyetini gösteriyor. Suriye Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan ek bir açıklamada ise, hassas koşullar nedeniyle sivillerin korunması, toprak bütünlüğü ve kamu güvenliği için derhal ve kapsamlı bir ateşkes ilan edildiği belirtildi. Ayrıca güvenlik güçlerinin yeniden konuşlanmaya başladığı bilgisi de paylaşıldı. Bu adımların, Süveyda'da yaşanan insani krizin hafifletilmesi ve istikrarın sağlanması açısından kritik öneme sahip olduğu değerlendiriliyor. Yüzlerce ailenin çatışma bölgelerinden güvenli alanlara tahliye edildiği ve Dera Valiliği'nin Dürzi silahlı gruplar tarafından yerinden edilen Bedevi aşiretlerine mensup aileleri tespit ettiği bilgisi de açıklamalar arasında yer aldı. Şara, uluslararası aktörlerin rolüne de değinerek, bu süreçte verdikleri destek için ABD'ye teşekkür etti. Ayrıca Türkiye, Arap ülkeleri, Avrupa Birliği, Rusya ve Çin'in de kararlı bir duruş sergilediğini ifade etti. Bu durum, Suriye'deki gelişmelerin bölgesel ve uluslararası düzeyde yakından takip edildiğini ve çeşitli ülkelerin çözüm arayışlarına katkıda bulunduğunu gösteriyor. Süveyda'daki gelişmeler, Suriye'nin geleceği ve bölgesel dengeler açısından yakından izlenmeye devam edecek.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.