>G-T1PWPZ8J68
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sosyal Medya

NEWSTURK - Sosyal Medya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sosyal Medya haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Influencerlar siber saldırıların yeni hedefi halinde Haber

Influencerlar siber saldırıların yeni hedefi halinde

Küresel siber güvenlik devi ESET, influencer hesaplarını hedef alan saldırıları mercek altına aldı. Hesap çalınmaları yalnızca mağdurlar için değil, aynı zamanda onların takipçileri ve olası marka müşterileri için de ciddi zararlar doğurabilir. İSTANBUL (İGFA) - Influencer olmak, geniş bir sosyal medya takipçisine sahip olmanın yanında önemli güvenlik tehditlerini de getirebilir. Araştırmalar, sektördekilerin yaklaşık yarısının yılda sadece 15 bin dolar veya altında kazanç sağladığını, yalnızca 10 kişiden birinin ise 100 bin doların üzerinde gelir elde ettiğini göstermektedir. Uzmanlar, siber saldırganların hedefleyecekleri hesaplarda bazı kriterlere odaklandıklarını belirtiyor: yüksek takipçi sayısı, uzun dönemli güven ilişkisi ve hesap doğrulama rozeti. Bu tür hesaplar, dolandırıcılık, kötü amaçlı yazılım yayma ya da şantaj gibi işlemler için kolayca av haline geliyor. Siber suçlular, ele geçirdikleri influencer hesaplarını ya yüksek fiyatlarla satıyor ya da bizzat kullanıyor. Bu hesaplar, kripto yatırım dolandırıcılıkları, ‘hızlı zengin olma’ projeleri veya zararlı yazılımları takipçilerin cihazlarına yaymak amacıyla bağlantılar için kullanılabilir. Ayrıca, bu hesaplar aracılığıyla çevrimiçi ticaret işlemleri ele geçirildiğinde, takipçilerden elde edilen gelirler başka yerlere aktarılabiliyor. Uzmanlar, influencerların güçlü parolalar oluşturmaları, iki aşamalı doğrulama kullanmaları ve hesap erişimlerini düzenli takip etmeleri gerektiğini belirtiyor. Aksi halde, takipçileri kimlik hırsızlığı tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir, markalar itibar kaybı yaşayabilir ve içerik üreticileri doğrudan mali zararla karşı karşıya kalabilir. İnfluencerların sosyal medya hesaplarını güvende tutmaları için bazı öneriler: Daha uzun süre uğraştıran, güçlü ve benzersiz parolalar seçmeliler. Metin tabanlı 2FA yerine uygulama tabanlı 2FA (Google Authenticator veya Microsoft Authenticator gibi) kullanmayı tercih edin. Bu, hackerlar parolayı ele geçirse bile girişlerini engeller. Kimlik avı konusunda daha fazla bilinçli olmak; özellikle hackerların influencer'ları çekmek için kullandıkları, büyük markalarla karlı sponsorluk anlaşmaları gibi tuzaklara karşı. Eğer bir şey gerçek olamayacak kadar iyi görünüyorsa genellikle öyledir. İş ve kişisel kullanımlar için farklı cihazlar ve e-posta hesapları kullanın; iş için olanlara daha sağlam güvenlik önlemleri alın. Tüm cihazlarda tanınmış bir sağlayıcıdan güvenlik yazılımı kullanın. Bu yazılımlar kötü yazılımları engeller ve kimlik avı e-postalarını durdurur. Tüm cihaz ve bilgisayar yazılımlarını veya işletim sistemlerini her zaman en güncel ve güvenli sürümüyle güncelleyin. Resmi olmayan uygulama mağazalarından uygulama indirmekten kaçının, çünkü bu mağazalar zarar verici yazılımlar içerebilir.

Son Dakika: Van'da Deprem Korkuttu Haber

Son Dakika: Van'da Deprem Korkuttu

​Van'da Deprem: Tuşba Merkezli 4.6 Büyüklüğünde Korkutan Sarsıntı ​Doğu Anadolu Bölgesi'nde sismik hareketlilik devam ederken, 7 Aralık 2025 Pazar günü gece saatlerinde meydana gelen sarsıntı bölge halkında endişe yarattı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, merkez üssü Tuşba ilçesi olan Van'da deprem meydana geldi. Saat 22:17 sularında gerçekleşen ve büyüklüğü 4.6 (Mw) olarak ölçülen bu sarsıntı, kentin büyük bir bölümünde ve çevre ilçelerde belirgin bir şekilde hissedildi. ​AFAD Verileriyle Van'da Deprem ve Teknik Ayrıntılar ​Resmi kaynaklardan alınan bilgilere göre, sarsıntının odak derinliği yer yüzeyine oldukça yakın bir mesafe olan 6.11 kilometre olarak kaydedildi. Sismoloji uzmanları, sığ derinlikte gerçekleşen depremlerin yüzeyde daha şiddetli hissedildiğini belirtmektedir. Bu bağlamda, 4.6 büyüklüğündeki Van'da deprem olayı, özellikle Tuşba ve İpekyolu gibi ilçelerde yaşayan vatandaşlar tarafından güçlü bir sarsıntı olarak algılandı. ​NewsTurk editörlerinin derlediği bilgilere göre, sarsıntının ardından AFAD ve Kandilli Rasathanesi veri tabanlarında olayın büyüklüğü ve derinliği konusunda tutarlı veriler paylaşıldı. Depremin oluş saatinin 22:17 olması, vatandaşların evlerinde dinlendiği bir zamana denk gelmesi nedeniyle hissedilen korkuyu artırdı. Şu ana kadar ilgili kurumlara yansıyan herhangi bir can kaybı veya ciddi maddi hasar ihbarı bulunmamakla birlikte, ekiplerin tedbir amaçlı saha taramaları devam etmektedir. ​Van'da Deprem Sonrası Vatandaşların Tepkisi ve Gece Yarısı Durumu ​Sarsıntının hemen ardından sosyal medyada ve yerel kaynaklarda Van'da deprem başlığıyla binlerce paylaşım yapıldı. Depremin gürültülü bir şekilde başladığı ve kısa sürdüğü, ancak şiddetli bir "vuruş" şeklinde hissedildiği raporların ortak görüşü olarak öne çıkmaktadır. Korkutan sarsıntı sonrası, bazı vatandaşların tedbir amacıyla evlerinden çıkarak açık alanlarda veya araçlarında beklemeyi tercih ettiği gözlemlendi. ​Yetkililer, bölge halkını sakin olmaya ve yalnızca resmi kaynaklardan (AFAD, Valilik) yapılan açıklamaları dikkate almaya çağırmaktadır. Özellikle sosyal medya üzerinden yayılan ve teyit edilmemiş "daha büyük deprem bekleniyor" şeklindeki asılsız iddialara itibar edilmemesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bölgedeki sismik aktivitenin doğası gereği, ana şokun ardından daha küçük ölçekli artçı sarsıntıların yaşanması olağan bir durum olarak değerlendirilmektedir. ​Bölgenin Sismik Yapısı ve Hazırlık ​Van Gölü havzası ve çevresi, tarihsel süreçte sık sık yıkıcı depremlerle gündeme gelmiş aktif bir tektonik kuşak üzerinde yer almaktadır. 7 Aralık'ta yaşanan bu son olay, bölgedeki fay hatlarının canlılığını koruduğunu bir kez daha göstermiştir. Uzmanlar, Van'da deprem gerçeğiyle yaşamanın bir zorunluluk olduğunu hatırlatarak, yapı stokunun güçlendirilmesi ve bireysel afet bilincinin artırılması gerektiğine dikkat çekmektedir. ​Deprem anında "Çök-Kapan-Tutun" hareketinin hayat kurtarıcı olduğu, sarsıntı bittikten sonra ise gaz vanalarının kapatılarak binanın sakince terk edilmesi gerektiği AFAD tarafından sürekli hatırlatılan prosedürler arasındadır. NewsTurk olarak, bölgedeki gelişmeleri ve artçı sarsıntı aktivitelerini yakından takip ederek, en doğru bilgileri aktarmaya devam edeceğiz.

Krizin Perde Arkası: Galatasaray Barış Alper Tepkisi Analizi Haber

Krizin Perde Arkası: Galatasaray Barış Alper Tepkisi Analizi

Galatasaray Barış Alper Tepkisi Neden Bu Kadar Büyüyor? Son haftalarda Galatasaray camiasında en çok konuşulan konulardan biri, milli futbolcu Barış Alper Yılmaz'ın tribünlerden gördüğü yoğun tepki oldu. Başta UEFA Şampiyonlar Ligi maçı olmak üzere, bazı Süper Lig karşılaşmalarında da oyundan alınırken taraftarların ıslıklı protestolarıyla karşılaşan genç oyuncu, kulüp ile taraftar arasındaki ilişkilerde yeni bir gerilim noktası yarattı. Galatasaray Barış Alper Tepkisi, yalnızca saha içi performansla sınırlı kalmayıp, yaz transfer döneminde yaşanan olayların birikimi olarak değerlendiriliyor. Raporların ortak görüşü, bu tepkinin temelinde genç futbolcunun Suudi Arabistan'dan gelen cazip teklif sonrası sergilediği tutumun yattığını gösteriyor. Protestonun Tetikleyicisi: Transfer Süreci Gerginliği Barış Alper Yılmaz’a Suudi Arabistan'dan yüksek bir bonservis bedeli karşılığında transfer teklifi gelmesi, tüm krizin fitilini ateşleyen olay oldu. Birkaç bağımsız haber kaynağında doğrulanan bilgilere göre, oyuncuyla ilgilenen Suudi Arabistan ekibi NEOM SC, kulübün izni olmadan futbolcuyla temas kurarak transfer görüşmeleri gerçekleştirdi. Galatasaray yönetiminin bu izinsiz görüşmelere karşı sert bir tavır sergileyerek ilgili kulübe ihtarname çektiği ve oyuncunun transferine onay vermediği biliniyor. Transfer dönemi kapanmadan kısa süre önce yaşanan bu süreçte, oyuncunun ayrılma yönündeki kararlılığı ve bu doğrultuda attığı adımlar, taraftarın hafızasında olumsuz bir izlenim bıraktı. Bazı kaynaklarda, oyuncunun transfer baskısı yaratmak amacıyla antrenmanlara katılmadığı ve sosyal medya hesaplarından anlamlı paylaşımlar yaptığı iddiaları yer aldı. Bu durum, daha önce taraftarın sevgilisi olan ve mücadeleci kimliğiyle öne çıkan futbolcunun imajını zedeledi. Kulüpten ayrılmak isteyen oyuncuya, taraftarın tepkisi de kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıktı. Bu birikimin ardından, sahadaki ilk kötü performans, tüm eleştirilerin patlama noktası haline geldi. Sahadaki Anlar: Islıklı Protestolar ve Oyuncunun Tepkisi Transfer sürecindeki gerginliğin ardından, Galatasaray Barış Alper Tepkisi ilk olarak Avrupa sahnesinde kendini gösterdi. Şampiyonlar Ligi'nde Norveç ekibi Bodo/Glimt ile oynanan karşılaşmada, oyundan alınan milli futbolcu tribünlerin büyük bir bölümü tarafından ıslıklandı. Yaşanan bu olay, maçın 3-1 galibiyetle sonuçlanmasına rağmen en çok konuşulan detay oldu. Barış Alper Yılmaz'ın o anlarda yüzünde oluşan şaşkınlık ve üzüntü, yedek kulübesine oturduğunda ise devam eden moral bozukluğu kameralara yansıdı. Bu tepkiler sadece bir maçla sınırlı kalmadı. Birkaç hafta sonra Süper Lig'deki Trabzonspor maçında da oyundan çıkarken benzer bir protestoyla karşılaştı. Otoriter kaynaklarda yer alan bilgilere göre, oyuncunun her zaman iyi oynamak istediğini ancak zaman zaman istediklerini sahaya yansıtamadığını dile getirdiği ve "Ben sıfırdan geldim. Üzülecek, mentalimi düşürecek bir çocuk değilim. Çok çalışıp daha iyi bir Barış seyrettirmek istiyorum" şeklinde demeçler verdiği bildirildi. Bu açıklamalar, oyuncunun profesyonel duruşunu ve geri dönme arzusunu gösterse de, taraftarın bir kısmının tepkisi devam etti. Futbol Otoritelerinden Sert Eleştiriler ve Kritik Uyarı Yaşanan bu gerilim, futbol kamuoyunda da geniş yankı buldu. Birçok eski futbolcu ve antrenör, transfer sürecinde yaşananları ve tribünlerin tepkisini değerlendirdi. Kulübün geçmişteki önemli figürlerinden biri, oyuncunun ve menajerinin tutumuna yönelik sert eleştirilerde bulundu. Bu figürün, milli oyuncunun 25 yaşında Suudi Arabistan'a gitme arzusunu ve menajeriyle birlikte kulüp üzerinde baskı kurma çabasını sorguladığı, "Sen kimsin, hangi dünyada yaşıyorsun?" gibi çarpıcı ifadeler kullandığı rapor edildi. Aynı zamanda bu otorite, Galatasaray Barış Alper Tepkisi konusunun sadece bir oyuncuyla sınırlı kalmayıp, tüm takımı etkileyebileceği yönünde kritik bir uyarıda bulundu. Tepkilerin, takımın diğer yıldız oyuncularının (özellikle Osimhen) moral ve motivasyonunu olumsuz etkileme riski taşıdığını belirten yorumcu, "Bu durum diğer oyunculara sirayet eder. Bu elmanın içine giren kurt gibidir, yavaş yavaş oyar. Onun için biraz uyanık olması lazım Galatasaray taraftarının" diyerek taraftarı sağduyuya davet etti. Bu yorumlar, bireysel bir protestonun takımın genel başarısını ve iç huzurunu nasıl tehdit edebileceğine dair önemli bir bakış açısı sunuyor. Kriz Yönetimi ve Beklentiler Teknik heyetin, Barış Alper Yılmaz'a gösterilen tepkiye rağmen oyuncuyu kadroda tutma ve ona destek olma yönünde bir tavır sergilediği gözlemlendi. Bu durum, oyuncunun geleceği açısından önemli bir güvenoyu olarak yorumlanıyor. Otoriter kaynaklar, oyuncunun performansının inişli çıkışlı olmasının taraftar tepkisini artırdığını, ancak asıl kırılmanın yaz dönemindeki transfer saga'sı olduğunu vurguluyor. Takımın saha içinde elde ettiği başarıların sürmesi ve milli futbolcunun bu süreçte daha iyi bir performans göstermesi, gerilimin azalmasında anahtar rol oynayacaktır. Bir oyuncunun zor zamanlarda camiasından destek görmesi, yeniden eski formuna kavuşması için hayati önem taşır. Ancak transfer döneminde yaşananların unutulması için oyuncunun hem saha içinde hem de saha dışında gösterdiği adımların istikrarlı olması beklenmektedir. Galatasaray Barış Alper Tepkisi konusunun gündemden düşmesi ve futbolcunun tam konsantrasyonla takıma odaklanması, tüm camianın öncelikli beklentisi olarak öne çıkıyor. Bu tarz hassas dönemlerde, takım ruhunun korunması ve bireysel tepkilerin genele sirayet etmesinin engellenmesi, sezon hedeflerine ulaşmak adına büyük önem arz etmektedir.

ASELSAN'ın LUNA-1 uydusu uzaya fırlatıldı Haber

ASELSAN'ın LUNA-1 uydusu uzaya fırlatıldı

SpaceX Falcon-9 ile başarıyla uzaya gönderilen LUNA-1 düşük yörünge IoT uydusunun ilk telemetri verileri Ankara'da alındı. Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, bu gelişmeyi "Türkiye'nin uzay yolculuğunda yeni bir aşama" olarak nitelendirdi. ANKARA (İGFA) - ASELSAN tarafından geliştirilen LUNA-1 alçak yörünge IoT uydusu, SpaceX'in Falcon-9 roketi ile uzaya başarıyla gönderildi. Fırlatma sonrası uydudan gelen ilk telemetri verileri Ankara'daki yer istasyonu tarafından alındı. ASELSAN, uydunun sunacağı önemli kabiliyetleri; IoT uygulamalarının uydu üzerinden yapılabilmesi, altyapısı olmayan bölgelerden veri toplanması, geniş alana yayılan sensör iletişimi, düşük enerji tüketimi ile uzun süreli bağlantı ve düşük gecikmeli veri aktarımı olarak açıkladı. Fırlatma ile ilgili değerlendirmede bulunan Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada LUNA-1'in Türkiye açısından stratejik bir başarı olduğunu vurguladı. https://twitter.com/halukgorgun/status/1995452415378690500 Prof. Dr. Görgün, “Bu başarı; uzay tabanlı haberleşme kabiliyetlerimizin artışını, düşük yörünge IoT teknolojilerinde millî çözümler üretme kapasitemizin olduğunu ve kritik altyapılardaki bağımsızlığımızın güçlendiğini göstermektedir” dedi. Uzayda atılan her adımın savunmadan iletişime, tarımdan lojistiğe kadar Türkiye'ye stratejik avantajlar sağladığını belirten Görgün, projede katkısı olan tüm ASELSAN çalışanlarını tebrik etti.

Kılıçdaroğlu'ndan Video Mesaj: İtiraf mı Yoksa Manifesto mu? Haber

Kılıçdaroğlu'ndan Video Mesaj: İtiraf mı Yoksa Manifesto mu?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) önceki dönem Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin kurumsal kimliği, siyasi etik anlayışı ve dış politika vizyonuna dair çok konuşulan bir açıklama yaptı. Sosyal medya platformlarında Kılıçdaroğlu'ndan video mesaj başlığıyla hızla yayılan ve kısa sürede "Trend Topic" (TT) listesine giren görüntüler, hem içeriğiyle hem de yarattığı tartışmalarla siyaset gündemine oturdu. Partililere "cefakar yol arkadaşlarım" diye seslenen Kılıçdaroğlu, CHP'nin sıradan bir parti olmadığını vurgularken, sosyal medyada videonun zamanlaması ve içeriğine dair farklı kutuplardan yoğun tepkiler geldi. ​Temiz Siyaset Çağrısı ve "İtiraf mı, Uyarı mı?" Tartışması ​Kılıçdaroğlu'nun yayınladığı mesajın merkezinde "siyaseti temiz tutmak ve hesap sormak" ilkesi yer aldı. Hesap vermenin her bir CHP'linin namus borcu olduğunu belirten tecrübeli siyasetçi, hiçbir parti yöneticisinin rüşvet ve yolsuzluk sarmalına bulaşmaması gerektiğinin altını çizdi. Ancak videonun en çok ses getiren kısmı, Kılıçdaroğlu'nun "rüşvet çarkının müteahhitleriyle anılamaz" ve "derhal arınmalı" şeklindeki sert ifadeleri oldu. ​Bu ifadeler, dijital medyada iki farklı yorumun çatışmasına neden oldu. Hükümete yakın çevreler ve bazı sosyal medya kullanıcıları, Kılıçdaroğlu'ndan video mesaj içeriğindeki bu sözleri, parti içindeki yolsuzluk iddialarının birinci ağızdan doğrulanması ve zımni bir "itiraf" olarak değerlendirdi. Buna karşın, parti içi muhalefet ve Kılıçdaroğlu destekçileri, bu çıkışı kirlenmeye karşı bir "temiz eller manifestosu" ve geç kalınmış ancak hayati bir "neşter" olarak yorumlayarak destekledi. ​Kılıçdaroğlu'ndan Video Mesaj ve Zamanlama Eleştirileri ​Videonun yayınlanmasının ardından internette en çok tartışılan bir diğer başlık ise "zamanlama" oldu. Kılıçdaroğlu'nun, "ihanet zincirine tutunabilirler" ve "rüşvet çarkı" gibi ağır ithamları içeren bu videoyu, partinin mevcut yönetim süreçlerinin ve yerel seçim sonrası dengelerinin tartışıldığı bir dönemde yayınlaması eleştiri oklarını üzerine çekti. ​Sosyal medyadaki bir grup kullanıcı, videoyu mevcut yönetimi zor durumda bırakmaya yönelik bir hamle olarak nitelendirirken, "Neden genel başkanlığın döneminde bu kadar sert konuşmadın?" sorusuyla eleştirilerini dile getirdi. Öte yandan, Kılıçdaroğlu'na yakın kaynaklar ve destekçileri, sosyal medyada organize bir linç kampanyasının yürütüldüğünü, kimliksiz hesapların Kılıçdaroğlu'nun "devleti ve partiyi koruma" uyarısını manipüle ederek bir sabotaj algısı yaratmaya çalıştığını savundu. ​Devlet Aklı Vurgusu ve İdeolojik Yankılar ​Videonun ikinci yarısında Kılıçdaroğlu, CHP'yi "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucu partisi" olarak tanımlayarak dış politikada "devlet aklı" vurgusu yaptı. Türkiye'nin Ortadoğu, Kafkaslar ve Avrupa ekseninde sıkışıp kalamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, özellikle "İsrail ve Amerika belasının bertaraf edilmesi" gerektiğini söyledi. ​Bu "devletçi" retorik, Kılıçdaroğlu'ndan video mesaj analizlerinde ideolojik bir ayrışmayı da beraberinde getirdi. Sol ve sosyal demokrat tabandan bazı kullanıcılar, partinin "devlet"ten ziyade "halk" vurgusuyla öne çıkması gerektiğini belirterek söylemi eleştirdi. Buna karşılık, ulusalcı ve milliyetçi hassasiyeti yüksek çevreler, Kılıçdaroğlu'nun "Mavi Vatan" ve coğrafi strateji vurgusunu, devletin ali menfaatlerinin siyaset üstü tutulması gerektiği yönündeki yaklaşımını olumlu karşıladı. ​Video, Kılıçdaroğlu'nun arkasında yer alan Atatürk portresi ve Birinci Meclis tablosu önünde, "Hak, hukuk ve adalet yürüyüşümüze devam edeceğiz" sözleriyle son buldu. Bu kapanış, Kılıçdaroğlu'nun aktif siyasetten çekilmediği ve "denetleyici/uyarıcı" bir lider figürü olarak pozisyon aldığı şeklinde yorumlandı.

Bahçeli'den İmralı açıklaması: "Gerekirse Ben Giderim" Haber

Bahçeli'den İmralı açıklaması: "Gerekirse Ben Giderim"

Ankara'da siyasi gündem, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin grup toplantısında yaptığı tarihi çıkışla sarsıldı. "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda Abdullah Öcalan ile görüşme tartışmalarına son noktayı koyan Bahçeli, sürecin tıkanması durumunda inisiyatif alarak bizzat İmralı'ya gidebileceğini duyurdu. Bahçeli'den İmralı açıklaması, İYİ Parti'nin ardından Zafer Partisi ve Yeniden Refah Partisi liderlerinden de sert ve manidar tepkiler aldı. ​"Gerekirse Yanıma Üç Arkadaşımı Alır Giderim" ​MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, çözüm süreci tartışmalarında geri adım atmayacağının sinyalini verdi. İmralı ziyaretleri konusundaki "ayak sürüme" iddialarına tepki gösteren Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: ​"İmralı'ya gidilmesine ayak sürmenin manası yok. Açık açık söylüyorum. Gerekirse alırım yanıma üç arkadaşımı, kendi imkanlarımızla İmralı'ya gitmekten gocunmam, çekinmem, bir masa etrafında yüz yüze gelmekten de imtina etmem." ​MHP grubuna dönerek "İmralı'ya gitmeme izin veriyor musunuz?" diye soran ve ayakta alkışlarla onay alan Bahçeli, bu hamlesiyle sürecin ciddiyetini ve kararlılığını ortaya koydu. ​Liderlerden Yaylım Ateşi: Özdağ ve Erbakan'dan Sert Çıkışlar ​Bahçeli'nin bu beklenmedik "Ben giderim" çıkışı, milliyetçi ve muhafazakar muhalefet kanadında geniş yankı buldu. İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu'nun "Salın gitsin" çıkışının ardından, Ümit Özdağ ve Fatih Erbakan da tartışmaya dahil oldu. ​Ümit Özdağ: "Tarihi Bir Kırılma Noktası" ​Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Bahçeli'den İmralı açıklaması sonrası yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin tehlikeli bir sürece girdiğini savundu. Özdağ, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: ​"Türkiye Cumhuriyeti bir tarihi kırılma noktasına sürükleniyor. Tüm vatansever yurttaşları Zafer Partisi'ne davet ediyorum. Korkma! Zafer Partisi'ne üye ol, aileni ve vatanını savun." ​Özdağ'ın bu sözleri, sürecin milliyetçi tabanda yarattığı endişeyi ve tepkiyi organize etme çabası olarak yorumlandı. ​Fatih Erbakan: "Kendisine ve Heyetine Hayırlı Yolculuklar" ​Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ise Bahçeli'nin açıklamalarına ironik bir dille yanıt verdi. Daha önce "Meclis'e gelemiyorsa teklif sahibi Bahçeli gitsin" diyen Erbakan, Bahçeli'nin bugünkü "Giderim" sözleri üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: ​"TBMM Abdullah Öcalan'ın ayağına gitmemelidir dedik. Gidilecekse de teklif sahibi Sayın Bahçeli gitsin dedik. Sayın Bahçeli bugün İmralı'ya gitmeye hazır olduğunu açıkladı. Kendisine ve heyetine hayırlı yolculuklar diliyoruz!" ​Müsavat Dervişoğlu: "Salın Gitsin!" ​Tartışmanın fitilini ateşleyen ilk tepkilerden biri İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'ndan gelmişti. Dervişoğlu, Bahçeli'nin gitme isteğine atıfta bulunarak sosyal medyadan sadece "Salın gitsin!" ifadesini paylaşmıştı. ​Hükümet Kanadından İlk Ses: Yetki Komisyonda ​Siyasi liderlerin bu sert polemiği sürerken, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç sürecin resmi prosedürlerine dikkat çekti. Bakan Tunç, İmralı ziyaretleri konusundaki takdir yetkisinin TBMM'deki Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na ait olduğunu belirterek, "Ziyaret konusu komisyonun vereceği karar doğrultusunda gerçekleşecektir" açıklamasını yaptı. ​Raporların ortak görüşü gösteriyor ki, Bahçeli'nin bu hamlesi sadece bir niyet beyanı olmanın ötesinde, muhalefet partilerini pozisyon almaya zorlayan stratejik bir adım olarak siyasi tarihe geçti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.