>G-T1PWPZ8J68
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Rüşvet

NEWSTURK - Rüşvet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Rüşvet haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kılıçdaroğlu'ndan Video Mesaj: İtiraf mı Yoksa Manifesto mu? Haber

Kılıçdaroğlu'ndan Video Mesaj: İtiraf mı Yoksa Manifesto mu?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) önceki dönem Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin kurumsal kimliği, siyasi etik anlayışı ve dış politika vizyonuna dair çok konuşulan bir açıklama yaptı. Sosyal medya platformlarında Kılıçdaroğlu'ndan video mesaj başlığıyla hızla yayılan ve kısa sürede "Trend Topic" (TT) listesine giren görüntüler, hem içeriğiyle hem de yarattığı tartışmalarla siyaset gündemine oturdu. Partililere "cefakar yol arkadaşlarım" diye seslenen Kılıçdaroğlu, CHP'nin sıradan bir parti olmadığını vurgularken, sosyal medyada videonun zamanlaması ve içeriğine dair farklı kutuplardan yoğun tepkiler geldi. ​Temiz Siyaset Çağrısı ve "İtiraf mı, Uyarı mı?" Tartışması ​Kılıçdaroğlu'nun yayınladığı mesajın merkezinde "siyaseti temiz tutmak ve hesap sormak" ilkesi yer aldı. Hesap vermenin her bir CHP'linin namus borcu olduğunu belirten tecrübeli siyasetçi, hiçbir parti yöneticisinin rüşvet ve yolsuzluk sarmalına bulaşmaması gerektiğinin altını çizdi. Ancak videonun en çok ses getiren kısmı, Kılıçdaroğlu'nun "rüşvet çarkının müteahhitleriyle anılamaz" ve "derhal arınmalı" şeklindeki sert ifadeleri oldu. ​Bu ifadeler, dijital medyada iki farklı yorumun çatışmasına neden oldu. Hükümete yakın çevreler ve bazı sosyal medya kullanıcıları, Kılıçdaroğlu'ndan video mesaj içeriğindeki bu sözleri, parti içindeki yolsuzluk iddialarının birinci ağızdan doğrulanması ve zımni bir "itiraf" olarak değerlendirdi. Buna karşın, parti içi muhalefet ve Kılıçdaroğlu destekçileri, bu çıkışı kirlenmeye karşı bir "temiz eller manifestosu" ve geç kalınmış ancak hayati bir "neşter" olarak yorumlayarak destekledi. ​Kılıçdaroğlu'ndan Video Mesaj ve Zamanlama Eleştirileri ​Videonun yayınlanmasının ardından internette en çok tartışılan bir diğer başlık ise "zamanlama" oldu. Kılıçdaroğlu'nun, "ihanet zincirine tutunabilirler" ve "rüşvet çarkı" gibi ağır ithamları içeren bu videoyu, partinin mevcut yönetim süreçlerinin ve yerel seçim sonrası dengelerinin tartışıldığı bir dönemde yayınlaması eleştiri oklarını üzerine çekti. ​Sosyal medyadaki bir grup kullanıcı, videoyu mevcut yönetimi zor durumda bırakmaya yönelik bir hamle olarak nitelendirirken, "Neden genel başkanlığın döneminde bu kadar sert konuşmadın?" sorusuyla eleştirilerini dile getirdi. Öte yandan, Kılıçdaroğlu'na yakın kaynaklar ve destekçileri, sosyal medyada organize bir linç kampanyasının yürütüldüğünü, kimliksiz hesapların Kılıçdaroğlu'nun "devleti ve partiyi koruma" uyarısını manipüle ederek bir sabotaj algısı yaratmaya çalıştığını savundu. ​Devlet Aklı Vurgusu ve İdeolojik Yankılar ​Videonun ikinci yarısında Kılıçdaroğlu, CHP'yi "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucu partisi" olarak tanımlayarak dış politikada "devlet aklı" vurgusu yaptı. Türkiye'nin Ortadoğu, Kafkaslar ve Avrupa ekseninde sıkışıp kalamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, özellikle "İsrail ve Amerika belasının bertaraf edilmesi" gerektiğini söyledi. ​Bu "devletçi" retorik, Kılıçdaroğlu'ndan video mesaj analizlerinde ideolojik bir ayrışmayı da beraberinde getirdi. Sol ve sosyal demokrat tabandan bazı kullanıcılar, partinin "devlet"ten ziyade "halk" vurgusuyla öne çıkması gerektiğini belirterek söylemi eleştirdi. Buna karşılık, ulusalcı ve milliyetçi hassasiyeti yüksek çevreler, Kılıçdaroğlu'nun "Mavi Vatan" ve coğrafi strateji vurgusunu, devletin ali menfaatlerinin siyaset üstü tutulması gerektiği yönündeki yaklaşımını olumlu karşıladı. ​Video, Kılıçdaroğlu'nun arkasında yer alan Atatürk portresi ve Birinci Meclis tablosu önünde, "Hak, hukuk ve adalet yürüyüşümüze devam edeceğiz" sözleriyle son buldu. Bu kapanış, Kılıçdaroğlu'nun aktif siyasetten çekilmediği ve "denetleyici/uyarıcı" bir lider figürü olarak pozisyon aldığı şeklinde yorumlandı.

İBB iddianamesi: Ekrem İmamoğlu hapis istemi 2352 yıl Haber

İBB iddianamesi: Ekrem İmamoğlu hapis istemi 2352 yıl

İBB iddianamesi: Ekrem İmamoğlu hapis istemi 2352 yıl ​İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen kapsamlı soruşturma sonucunda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yönetimine yönelik binlerce sayfalık bir iddianame hazırlandı. Birden fazla bağımsız ve yüksek otoriteli haber kaynağında doğrulanan bilgilere göre, iddianamenin merkezinde yer alan Ekrem İmamoğlu hapis istemi ile karşı karşıya. Savcılık, İmamoğlu'nun "suç örgütü yöneticisi" olduğu iddiasıyla 2 bin 352 yıla kadar hapsini talep ediyor. Bu gelişme, mevcut hukuki süreçlerin en ciddi aşamalarından birini temsil ediyor. ​İddianamenin Detayları: 400'den Fazla Şüpheli ​Raporların ortak görüşüne göre, hazırlanan iddianame yaklaşık 4 bin sayfadan oluşuyor ve dosyada toplam 402 şüpheli bulunuyor. Soruşturmanın, İBB bünyesinde sistematik bir suç yapılanmasını incelediği anlaşılıyor. ​Savcılık kaynakları, yapılanmanın "bir ahtapot gibi" çalıştığını ve belediye kaynaklarını usulsüz yönettiğini iddia ediyor. Ekrem İmamoğlu'nun bu yapılanmanın lideri (örgüt yöneticisi) olarak konumlandırıldığı ve bu nedenle diğer şüphelilerin işlediği iddia edilen suçlardan da sorumlu tutulduğu belirtiliyor. ​Talep Edilen Rekor Ceza: Ekrem İmamoğlu Hapis İsteminin Gerekçeleri ​İddianamede yer alan suçlamalar, talep edilen cezanın yüksekliğini açıklıyor. Ekrem İmamoğlu hapis istemi, tek bir suçlamaya değil, bir dizi ağır ithama dayandırılıyor. ​Birkaç bağımsız haber kaynağında doğrulanan bilgilere göre, İmamoğlu'na ve diğer şüphelilere yöneltilen başlıca suçlamalar şunlardır: ​Suç Örgütü Kurma ve Yönetme: Soruşturmanın temel taşı olan bu iddia, diğer tüm suçlamaların organize bir yapı altında işlendiğini öne sürüyor.​ İhaleye Fesat Karıştırma: Belediye ihalelerinin belirli firmalara yönlendirildiği ve rekabetin engellendiği iddia ediliyor. ​Rüşvet Almak ve Vermek: Kamu projeleri ve izinler karşılığında maddi menfaat sağlandığı öne sürülüyor. ​Suç Gelirlerini Aklama: Yasa dışı yollardan elde edildiği iddia edilen gelirlerin, çeşitli yöntemlerle yasal sisteme sokulmaya çalışıldığı belirtiliyor.​ Dolandırıcılık ve Kişisel Verileri Yayma: Kamu kaynaklarının kötüye kullanılması ve özel bilgilerin usulsüz paylaşımı da suçlamalar arasında yer alıyor. ​İmamoğlu'nun "örgüt yöneticisi" sıfatıyla bu suçların tamamından sorumlu tutulması, 2 bin 352 yıla varan rekor hapis talebinin hukuki dayanağı olarak gösteriliyor. ​Soruşturmanın Merkezindeki Diğer İddialar ​İddianame, sadece belediye içi faaliyetlere odaklanmıyor. Soruşturmanın önemli bir ayağını da Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alınma süreci oluşturuyor. ​Doğrulanan raporlara göre savcılık, binanın alımı için kullanılan paranın tamamının "bağış" olmadığını, bir kısmının "rüşvet" ve "suç geliri" olduğunu iddia ediyor. Bu iddiaya dayanarak, iddianamede CHP İstanbul il binasına el konulması (müsadere) talebinin de yer aldığı bildiriliyor. ​Ayrıca, soruşturma kapsamında tespit edildiği iddia edilen toplam kamu zararının, 10 yıllık bir süreci kapsayacak şekilde 160 milyar Türk Lirası ve 24 milyon dolar olduğu ifade ediliyor. ​Sürecin Geçmişi ve Ekrem İmamoğlu Hapis İstemi Olayının Arka Planı ​Bu iddianame, Ekrem İmamoğlu'nun karşı karşıya kaldığı ilk hukuki süreç değil. Ancak, bu son Ekrem İmamoğlu hapis istemi, niteliği ve talep edilen ceza miktarı bakımından önceki davalardan ayrılıyor. ​Uluslararası haber kaynakları, İmamoğlu'nun 19 Mart 2025 tarihinde farklı bir soruşturma kapsamında tutuklandığını ve "görevden alınan belediye başkanı" veya "hapisteki belediye başkanı" olarak anıldığını rapor etmişti. Salı günü (11 Kasım 2025) tamamlanan bu yeni ve kapsamlı iddianame, mevcut hukuki durumu daha da karmaşık bir boyuta taşıyor. ​İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mahkemeye sunulan iddianamenin kabul edilmesi halinde, Türkiye gündemini uzun süre meşgul edecek bir yargılama sürecinin başlaması bekleniyor.

Bursa'da rüşvet operasyonu: Turgay Erdem tutuklandı Haber

Bursa'da rüşvet operasyonu: Turgay Erdem tutuklandı

Bursa'da yürütülen yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında adliyeye sevk edilen eski Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem tutuklandı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "görevi kötüye kullanma" ve "rüşvet" iddialarıyla başlatılan geniş çaplı soruşturma çerçevesinde, Erdem ile birlikte üç şüpheli daha gözaltına alınmıştı. Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, bu sabah saatlerinde adliyeye getirildi. ​Savcılık sorgusunun ardından nöbetçi sulh ceza hakimliğine çıkarılan eski başkan Erdem, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Erdem'in yanı sıra iş insanı N.K.'nin de tutuklanmasına karar verildi. Diğer iki şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturmanın, belediyedeki bazı imar ve ruhsat işlemleriyle ilgili usulsüzlük iddiaları üzerine derinleştirildiği öğrenildi. Gözaltı ve tutuklama kararları, Bursa siyasetinde ve yerel yönetim çevrelerinde yankı uyandırdı. Turgay Erdem tutuklandı haberinin duyulmasının ardından adliye önünde kısa süreli bir hareketlilik yaşandı. Soruşturma dosyasında gizlilik kararı bulunurken, ilerleyen günlerde yeni gözaltıların olup olmayacağı ise belirsizliğini koruyor. Yetkililer, yolsuzluk ve rüşvet iddialarının titizlikle incelendiğini ve hukuki sürecin hassasiyetle yürütüldüğünü belirtti. Eski başkan Erdem'in avukatlarının tutuklama kararına itiraz etmeye hazırlandığı gelen bilgiler arasında. Yaşanan bu gelişme, yerel yönetimlerde şeffaflık ve denetim mekanizmalarının önemini bir kez daha gündeme getirdi. Turgay Erdem tutuklandı gelişmesiyle ilgili soruşturmanın genişleyerek devam etmesi bekleniyor. Sürecin nasıl ilerleyeceği ve iddianamenin ne zaman hazırlanacağı kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor.

HÜDA PAR sahte diploma davası gündeme bomba gibi düştü Haber

HÜDA PAR sahte diploma davası gündeme bomba gibi düştü

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen geniş çaplı bir soruşturma, HÜDA PAR sahte diploma davası olarak bilinen yeni bir skandalı ortaya çıkardı. Hazırlanan iddianamede, onlarca kişiye sahte diploma ve sürücü belgesi düzenleyen bir şebekenin faaliyetleri detaylandırılırken, sanıklar arasında Hür Dava Partisi'nin (HÜDA PAR) eski bir siyasetçisinin de yer alması dikkat çekti. İddianamede adı geçen isim, geçmişte parti adına belediye başkan adayı olan Ferhat Uzun. Soruşturma dosyasına göre Ferhat Uzun, Yıldız Teknik Üniversitesi'nden alınmış gibi gösterilen sahte bir inşaat mühendisliği diploması kullandı. Uzun, savcılığa verdiği ifadede durumdan haberdar olmadığını ve diplomanın sahte olduğunu tesadüfen öğrendiğini öne sürdü. Savunmasında, diplomasını bir tanıdığı aracılığıyla aldığını ve sürecin yasal olduğuna inandığını belirtti. Ancak iddianamede yer alan telefon mesajları, Uzun'un diploma sonrası "Artık seninle meslektaş olduk" şeklinde tebrikler aldığını gösteriyor. HÜDA PAR'dan açıklama geldi: HÜDA PAR sahte diploma davası ne olacak? Skandalın ortaya çıkmasının ardından HÜDA PAR'dan jet hızıyla bir açıklama yapıldı. Parti yetkilileri, Ferhat Uzun'un geçmişte belediye başkan adayı olarak gösterildiğini ancak şu anda partiyle herhangi bir resmi bağının kalmadığını duyurdu. Açıklamada, "ucu kime dokunursa dokunsun soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmesi gerektiği" vurgulandı. Ferhat Uzun'un sosyal medya paylaşımlarında ve seçim çalışmaları sırasında "Rüşvet alan da veren de melundur" gibi dürüstlük temalı mesajlar vermesi, olayın bir diğer dikkat çeken yönü oldu. Ankara'da görülecek olan HÜDA PAR sahte diploma davası, kamudaki sahtecilik ve liyakat tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Davanın ilerleyen günlerde kamuoyu tarafından yakından takip edilmesi bekleniyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.