#Merkez Bankası

NEWSTURK - Merkez Bankası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Merkez Bankası haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Haber

İnşaat sektörü temkinli! Son çeyreğe düşük vitesle girildi

Hazır Beton Endeksi’ne ilişkin veriler, inşaat sektörünün geçen yıla göre daha iyi durumda olduğunu ancak halen eşik değerin altında kalındığını göstererek toparlanmanın kırılgan olduğunu ortaya koymuştur. THBB Başkanı Yavuz Işık, sektörün geleceği için faiz oranları, finansman imkanları ve kamu yatırımlarının önemli rol oynayacağını ifade etti. ANKARA (İGFA) - Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), inşaat sektörünün durumunu gözler önüne seren “Hazır Beton Endeksi”nin 2025 Eylül ayına ait sonuçlarını duyurdu. Ağustos’ta eşik değerin altına düşen Faaliyet Endeksi, Eylül ayında da zayıf bir seyir izlemeye devam etti. Beklenti ve Güven Endeksleri de olumsuz bölgede kalırken, bileşik Beton Endeksi düşüş yaşadı. Geçen yılın aynı dönemine göre tüm alt endekslerde iyileşme olsa da bu seviyelerin eşik değerlerin altında bulunması, inşaat sektörünün belirli bir gelişme gösterdiğini ancak beklenenin gerisinde kaldığını ortaya koymaktadır. En güçlü artış Faaliyet ve Beklenti Endekslerinde, Güven Endeksi’nde ise sınırlı bir yükseliş gerçekleşti. Raporu analiz eden THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Tüm endeksler geçen seneye göre daha yukarıda ama arzu edilen seviyeye henüz ulaşılmadı. Bu durum, sektörün kısmen iyileştiğini fakat dikkatli olunması gerektiğini işaret ediyor,” dedi. “FAİZ VE FİNANSMAN MALİYETİ ANAHTAR KAVRAMLAR” Ekonomik değerlendirmelerde bulunan Işık, inşaat sektörünün özellikle finansman şartlarına hassas olduğunu belirtti ve şunları söyledi: “2026 yılı için gelişmelerin belirleyicisi faiz ve finansman maliyetleri olacaktır. En olumlu senaryo, enflasyonun kalıcı olarak düşmesi, Merkez Bankası'nın şeffaf bir rota izlemesi ve kamu altyapı harcamalarının planlandığı şekilde devam etmesidir.” İç ve dış belirsizliklerin risk oluşturduğunu vurgulayan Başkan Işık, “Düşmeyen enflasyon oranları, değişken faiz politikaları veya küresel ekonomik şoklar, maliyet ve finansman baskısını artırarak sektörü zorlayabilir. Ekonomi yönetiminin öngörülebilirliği artırması, yatırımların sürekliliğini ve sektörün büyümeye katkısını destekleyecektir” ifadeleriyle değerlendirmesini tamamladı.

Haber

Kapsamlı Altın Fiyatları Analizi: Yeni Rekorlar Yolda mı?

Detaylı altın fiyatları analizi, son bir aydaki %17'lik artışı gözler önüne seriyor. Uzmanlar, yükselişin devam ederek 7500 TL'yi görebileceğini öngörüyor. Değerli metal piyasalarında son bir aydır devam eden baş döndürücü yükseliş trendi, yatırımcıların ana gündem maddesi olmaya devam ediyor. Anlık verilere göre şu dakikalarda gram altın 5.705 TL'den, gram gümüş ise 68 TL'den işlem görerek rekor seviyelerini koruyor. Piyasaların bugünkü durumu, özellikle son bir aylık periyotta yaşanan olağanüstü değer kazancının bir sonucu olarak dikkat çekiyor. Bu süreç, detaylı bir altın fiyatları analizi yapmayı zorunlu kılıyor. Bundan tam bir ay önce, 16 Eylül 2025 tarihinde, gram altın piyasalarda yaklaşık 4.850 TL seviyesinden işlem görüyordu. Aradan geçen 30 günlük sürede gram altın, %17'nin üzerinde bir artış göstererek 850 TL'den fazla değer kazandı. Benzer bir şekilde gümüş de aynı dönemde önemli bir prim yaptı. Uzmanlar, bu keskin yükselişin arkasında küresel piyasalarda artan risk algısı ve yatırımcıların güvenli limanlara olan talebinin patlama yapmasının yattığını belirtiyor. Enflasyonist baskıların devam etmesi ve bazı büyük ekonomilerden gelen zayıf veriler, bu trendi tetikleyen ana unsurlar olarak değerlendiriliyor. Kapsamlı altın fiyatları analizi gelecek için önemli sinyaller veriyor. Piyasa analistleri, son bir aydaki bu güçlü momentumun henüz sona ermediği görüşünde. Yapılan teknik ve temel analizlere dayanan tahminlere göre, yükseliş trendinin önümüzdeki 2-3 ay daha devam etmesi bekleniyor. Bu öngörüye göre, gram altının ilk olarak 6.500 TL direncini kırması, ardından ise 7000 TL - 7500 TL bandına doğru yeni bir zirve hareketi başlatması oldukça muhtemel görünüyor. Bu tahminin arkasında ise küresel enflasyon, merkez bankası politikaları ve jeopolitik riskler gibi güçlü ekonomik gerekçeler yatıyor.