İyi Parti Haberleri - Son Dakika İyi Parti Haber Güncel Gelişmeler

Bursa’nın “doğa incisi Longoz” neden kaderine terk edildi?

İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, "doğanın incisi" olarak anılan ve Bursa'nın Karacabey ilçesinde yer alan Longoz Ormanları'nın bakımsızlık ve ilgisizlik yüzünden çürümeye terk edilmeye başlandığını dile getirerek, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'ya yazılı bir soru önergesi sundu. BURSA (İGFA) - İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, biyolojik çeşitlilik, endemik türler ve kuş popülasyonu açısından sadece Bursa'nın değil, Türkiye'nin de öncelikli doğal miraslarından biri olan Longoz Ormanları'nın önemini vurguladı. Ancak yıllardır turizmine, bölge ekonomisine ve istihdama katkılar sağlayan bu bölgenin, gün geçtikçe hem ekosistem hem de turizm açısından ciddi bir tehdit altında bulunduğunu belirtti. Türkoğlu, önceki dönemlerde film çekimleri için kullanılan ve sonrasında Karacabey Belediyesi’ne devredilen bungalov evlerin "keyfi" bir karar ile kaldırıldığını, bu değişikliğin ardından biriken moloz ve çöplerin ise hala temizlenmediğini ifade etti. Bunun yanı sıra, ziyaretçilerin tuvalet ve içme suyu gibi en temel ihtiyaçlarını karşılayacakları olanakların bölgeden tamamen kaldırıldığını aktardı. İYİ Parti Bursa Milletvekili, merkezi yönetim ve yerel yönetimin ilgisizliğinin sadece doğa mirasına değil, aynı zamanda Bursa'nın turizm gelirine ve istihdam oranlarına zarar verdiğini öne sürdü. Yaban hayatı fotoğrafçılarının ve çevreci gönüllülerin ikazlarına rağmen bugüne kadar hiçbir somut önlem alınmadığını belirtti. “Bursa'nın doğal hazinelerinden biri olan Longoz Ormanları'nı korumasız bırakan bu yaklaşım değişmediği sürece hem ekosistem hem de turizm potansiyelimiz telafisi mümkün olmayan bir şekilde yok olacaktır” diyen Türkoğlu önergesinde Tarım ve Orman Bakanı’na şu soruları yöneltti: -Karacabey Longoz Ormanları'ndaki bungalov evler hangi sebeple kaldırılmıştır? Bu karar verilmeden önce bölgenin turizm ve çevre üzerindeki etkileri analiz edilmiş midir? -Bungalovların kaldırılması ardından oluşan moloz ve çöplerin temizlenmesi için neden şimdiye kadar bir girişimde bulunulmamıştır? -Longoz Ormanları'nda ziyaretçilerin temel gereksinimlerini karşılayabileceği tuvalet, içme suyu gibi altyapı olanaklarının kaldırılmasının sorumluluğunu kim üstlenmektedir? -Bakanlığınız, kontrolsüz ziyaretler ve bilinçsizce bırakılan çöplerin ekosisteme verdiği zararı önlemek için hangi denetim ve koruma planlarına sahiptir? -Karacabey Longoz Ormanları'nın turizme yeniden kazandırılması amacıyla kısa, orta ve uzun vadede hangi somut projelere sahipsiniz? -Bakanlığınız, Bursa'nın bu doğal varlığını ve turizm potansiyelini korumak için neden şimdiye kadar bir girişimde bulunmamıştır?

CHP'den İstifa Eden Özlem Çerçioğlu AK Parti'ye katıldı

CHP'den İstifa Eden Özlem Çerçioğlu AK Parti'ye katıldı. Türk siyasetinde önemli bir gelişme yaşandı; Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu AK Parti'ye katıldı. Uzun yıllardır Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bünyesinde siyaset yapan ve "Topuklu Efe" lakabıyla tanınan Çerçioğlu'nun parti değişikliği kararı, siyasi kulislerde büyük yankı uyandırdı. Çerçioğlu'na parti rozeti, AK Parti'nin 24. kuruluş yıl dönümü kapsamında düzenlenen törende, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından takıldı. Törende bir konuşma yapan Çerçioğlu, "Önceden Aydın'a nasıl hizmet ettiysem, bundan sonra da Sayın Cumhurbaşkanımın himayelerinde daha fazla hizmet edeceğim. Alnım ak, başım dik! Tek derdim ülkeme ve Aydın'a hizmet etmek," ifadelerini kullandı. Bu geçiş, Çerçioğlu'nun siyasi kariyerinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak yorumlandı. Parti değişikliği sadece Özlem Çerçioğlu ile sınırlı kalmadı. Aynı törende, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri'nde İYİ Parti'den seçilen Isparta'nın Yalvaç ilçesi Belediye Başkanı Mustafa Kodal ve Aksaray'ın Yeşiltepe beldesi Belediye Başkanı İsmail Akpınar da AK Parti'ye geçti. Ayrıca, Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde bağımsız olarak seçimi kazanan Belediye Başkanı Muammer Yanık da tercihini AK Parti'den yana kullanarak partiye katıldı. Bu katılımlarla birlikte AK Parti, yerel yönetimlerdeki gücünü artırmış oldu. AK Parti'ye geçişlerin listesi şöyle; Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu (CHP), Aydın’ın Söke ilçe Belediye Başkanı Mustafa İberya Arıkan (CHP), Aydın’ın Yenipazar ilçe Belediye Başkanı Malik Ercan (CHP), Aydın’ın Sultanhisar ilçe Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya (CHP), Gaziantep’in Şehitkamil ilçe Belediye Başkanı Umut Yılmaz (CHP), Yalova’nın Altınova ilçe Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca (CHP), Isparta’nın Yalvaç ilçe Belediye Başkanı Mustafa Koda (İYİ Parti), Aksaray’ın Yeşiltepe belde Belediye Başkanı İsmail Akpınar (İYİ Parti), Kastamonu’nun Bozkurt ilçe Belediye Başkanı Muammer Yanık (Bağımsız) Siyasi Yankılar ve Özlem Çerçioğlu AK Parti'ye katıldı Süreci Özlem Çerçioğlu'nun kararı, eski partisi CHP tarafından tepkiyle karşılandı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve parti kurmayları, geçişin ardında çeşitli baskı unsurları olabileceğini iddia etti. Parti kulislerinde, Çerçioğlu'nun "şantaja maruz kaldığı" ve "Ya içeri atıl ya partime katıl" gibi bir zorlamayla karşı karşıya bırakıldığı yönünde iddialar dile getirildi. Çerçioğlu ise yaptığı konuşmada bu iddiaları reddederek, "Bugün hakkımda iddialar varsa buyursunlar açıklasınlar. Yargılanmaktan korkmadım," şeklinde konuştu. Yaşanan bu gelişmeler, önümüzdeki günlerde siyasetin ana gündem maddelerinden biri olmaya devam edecek gibi görünüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın rozet takma töreninde yaptığı konuşmada birlik ve beraberlik mesajları vermesi ve yeni katılan başkanlara "hoş geldiniz" demesi dikkat çekti.

Zafer Partisi'nden İyi Parti Mitingine tam destek

Zafer Partisi'nden İyi Parti Mitingine tam destek Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, 3 Ağustos 2025 tarihinde Bursa’da İYİ Parti tarafından düzenlenecek olan mitinge partisinin tam destek vereceğini duyurdu. Özdağ, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Bursa ve çevre illerdeki teşkilatlara katılım çağrısı yaptı. Ümit Özdağ, yaptığı açıklamada mitingin yalnızca bir siyasi etkinlik olmadığını, aynı zamanda “açılım süreci” olarak yeniden gündeme getirilmeye çalışılan bölücü planlara karşı Atatürk Cumhuriyeti'ni ve üniter yapıyı savunanların ortak sesi olacağını vurguladı. Açıklamasında şu ifadeler yer aldı: > “Katılımımız, partimizin üniter devlet yapısını, milli kimliği ve Türk birliğini savunan duruşunun sahadaki tezahürüdür.” Zafer Partisi'nin tüm teşkilatlarına iletilen genelgeye göre, mitinge katılım listelerinin 1 Ağustos’a kadar genel merkeze bildirilmesi gerekiyor. Ayrıca ulaşım ve saha koordinasyonunun, mitingin sahibi olan İYİ Parti teşkilatları ile birlikte, disiplin içinde yürütülmesi istendi. Tüm teşkilat üyelerinin Zafer Partisi’nin ciddiyetini yansıtacak bir tutum sergilemeleri önemle vurgulandı. Özdağ’ın açıklamasında, mitingin "Atatürk Cumhuriyeti’ni savunan Türk milliyetçilerinin ortak iradesini göstereceği bir meydan" olacağı belirtildi. Katılımın yalnızca fiziki olarak değil, ideolojik olarak da bir karşı duruş anlamı taşıdığı ifade edildi. Zafer Partisi’nin bu hamlesi, son dönemde kamuoyunda yeniden gündeme gelen çözüm süreci ve açılım politikalarına karşı muhalefet cephesinden gelen sert tepkilerden biri olarak değerlendiriliyor. Mitingin, milliyetçi ve üniter devlet yapısına bağlı seçmen nezdinde önemli bir sembolik değeri olması bekleniyor. Açıklama sonrası İyi Parti Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Zafer Partisi Bursa İl Başkanı Cihat Gazi ile hemen biraraya geldi.

İYİ Parti ve Zafer Partisi ittifak söylentileri alevlendi

İYİ Parti ve Zafer Partisi ittifak söylentileri gündeme bomba gibi düştü. İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, Söyleşi Programı “Teke Tek”te yöneltilen ittifak sorularına açıklık getirdi. Milliyetçi partiler arasında olası ittifak tartışmalarına dair dikkat çeken ifadeler kullanan Çömez, “Elbette bugünden net bir ittifak kararı verilemez ama bütünleşik ittifakın tesis edilmesi, ortak vizyon ve hayalle yola devam edilmesi hepimizin sorumluluğu” dedi. İYİ Parti ve Zafer Partisi ittifak söylentileri ve merkez vurgusu Çömez, “Bizim partimiz, milliyetçi değerler üzerine bina edilmiş büyük bir partidir. Ama bunun yanında, ısrarla ve kararlılıkla merkez partisi olduğumuzu savunuyoruz.” ifadesiyle İYİ Parti’nin hem milliyetçi hem merkez çizgide durduğunu belirtti. Çömez ayrıca hükümeti sert sözlerle eleştirerek, “Ülkenin içinde bulunduğu durumdan çıkması için her türlü sorumluluğu almaya hazırız. Türkiye’yi tekrar normalleştirecek, demokratik ilkeleri yeniden tesis edecek bir birlikteliğe ihtiyaç var” şeklinde konuştu. Bu açıklama, muhalefet cephesinde geniş tabanlı bir anlayışın gerekliliğine işaret ediyor. Ayrıntılar Zafer Partisi ile somut ittifak görüşmelerinin henüz başlamadığı, Çömez’in “şimdilik net bir karar yok” vurgusuyla kesinleşmiş bir adım atılmadığı İYİ Parti’nin kendisini milliyetçi-merkez yapı olarak tanımladığı açıklamalarıyla bir yanda milliyetçi tabanı, diğer yanda merkez seçmeni hedef aldığı Çömez’in “ülkeyi normalleştirme” çağrısının muhalefet bloğunda yeni dengelere işaret edebileceği Şu aşamada sadece söylem düzeyinde konuşulan ittifak iddialarına dayandığı, resmi müzakerelere dair net bilgi bulunmadığı

İYİ Parti Grup Toplantısı: Dervişoğlu'ndan Sert Çıkış

İYİ Parti grup toplantısı: Dervişoğlu’ndan sert çıkış Bu haftaki İYİ Parti grup toplantısı, TBMM’de gerçekleşti. Toplantıda grup başkanı Müsavat Dervişoğlu, gündemde öne çıkan “ihanet projesi” olarak nitelendirdiği etnik tabanlı çözüm süreci planlarına yönelik eleştirel açıklamalarda bulundu. İlk paragrafta yer alan İYİ Parti grup toplantısı ifadesiyle uyumlu başlıkla başlayan konuşmasında, Dervişoğlu, söz konusu projeyi “Canibaşı Apo’nun çözüm süreci projesi” olarak adlandırdı. Bu yaklaşımın, “PKK ile devletin eşitlenmesi” sonucunu doğurabileceğini vurgularken, toplumun çıkarına uygun olmadığını savundu. Dervişoğlu’nun dikkat çektiği önemli noktalardan biri, bu tür stratejilerin halkın iradesine rağmen gündeme getiriliyor olmasıydı. “Bu ihanet projesini onaylıyor musun, onaylamıyor musun diye Türk milletine sorun” diyerek, halkoyuna başvurma çağrısında bulundu. Bu çağrı, mevcut siyasetin doğrudan halkla ilişkisini güçlendirmeyi amaçlıyor gibi görünse de, aynı zamanda ülke bütünlüğüne dair kaygıları da yansıtıyor. Konuşmasında ulusal birliğe vurgu yapan Dervişoğlu, “Türkiye’yi böldürmeyeceğiz” ifadesiyle birlik mesajı verdi. Aynı şekilde sınır güvenliği ve teröre karşı kararlı tutumun öneminin altını çizerek, hükümetin bu tür politikaları adım adım hayata sokmaya çalıştığını iddia etti. Dervişoğlu ayrıca dış politika alanında yapılanları da eleştirdi. PKK uzantılı projelerin uluslararası alanda Türkiye'nin aleyhinde kullanılabileceğini belirterek, diplomatik ilişkiler ve savunma politikalarına dair değerlendirmelerde bulundu. Bu bağlamda, yürütülmesi planlanan bazı projelere karşı ciddi uyarılarda bulundu. Toplantıda, eğitime ve gençliğe yönelik vaatlere de yer veren Dervişoğlu, ancak bu vaatlerin başka konuların gölgesinde kaldığını kabul etti. Eğitim, teknoloji ve istihdam alanlarında yapılacak çalışmaların, ulusal güvenlik ve bütünlük önceliğinin ardından gelmesi gerektiğini ifade etti. Sözlerine kapanışta yer veren grup başkanı, “Milletin iradesine saygı istiyorsak, böyle dönüm noktalarında bizi bağlayacak sandık milletin önüne gelmeli” diyerek referandum çağrısını perçinledi. Bu öneri, İYİ Parti'nin yaklaşan siyasi süreçte halk oyuna ne ölçüde garanti istediğinin göstergesi oldu.

Dervişoğlu’ndan “Biz Olmalıyız” Çağrısı ve Sert Eleştiriler

Bugün yapılan İyi Parti Grup Toplantısında konuşan İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu özetle şu konulara değindi; 1. “154’ler” Tartışmasına Tepki: “İnsafsızlık ve İyansızlık” Dervişoğlu, eski milletvekillerine yönelik yalnızca “154’ler” diyerek yapılan genellemeyi sert bir dille eleştirdi. Söz konusu isimlerin farklı ideolojilerde olabilir ama hepsini aynı torbaya sokmak “insafsızlık, izansızlık, saygısızlık ve ahde vefasızlık” olarak nitelendirildi. Kişisel yaşanmışlıklarına vurgu yaparak, bu genellemenin hem kendisini hem de kamu vicdanını derinden üzdüğünü söyledi. --- 2. “Yumurta Küfesi” Eleştirisi: “Vatandaşın Sırtında” Cumhurbaşkanının sıkça kullandığı "yumurta küfesi" benzetmesine yanıt veren Dervişoğlu, gerçek küfenin vatandaşın sırtında olduğunu vurguladı. Halkın enflasyon, borç yükü ve pahalılık baskısı altında ezildiğini, siyasetçilerin ise bu yükü hafifletmek yerine üzerine yüklemeye devam ettiğini söyledi. --- 3. Lozan Antlaşması ve Egemenlik Kaygısı Son günlerde hükümet çevrelerinden gelen Lozan eleştirilerini sert bir şekilde eleştirdi. Lozan’ın Türkiye’nin bağımsızlığının teminatı olduğunu belirten Dervişoğlu, bu kapsamdaki mesajların “Saray’ın karın ağrısı” olduğunu vurguladı . Egemenlik konusunda çekinceli yaklaşımın, milletin özgüvenine zarar verdiğini ifade etti. --- 4. Moody’s Kredi Notuna Mizahi Yaklaşım Moody’s’in Türkiye’nin notunu Bahamalar, Benin, Fiji gibi ülkelere benzetmesini alaycı bir dille eleştirdi. “Ekonomik büyüme rakamları övünülecek gibi değil; raflardaki fiyat artışı, maaşların alım gücü düşüklüğü buna rağmen savunuluyor” dedi. Bu artışın halka ciddî bir fayda sağlamadığını belirtti. --- 5. Asgari Ücret: “Yılda İki Kez Güncellenmeli” Asgari ücretin yılda yalnızca bir kez arttırılmasının yetersiz olduğuna dikkat çekti. İYİ Parti olarak bu miktarın en az 29.850 TL olması gerektiğini; işçi ve işveren dengesini koruyarak, yükü devletin paylaşması gerektiğini ifade etti. “Asgari ücretle çalışan nüfus %80’lere ulaşmış durumda; bu insanları açlıkla mücadele edenler sınıfına düşürmeyelim” dedi. --- 6. Vergi Adaletsizliği: “Paradan Para Kazanana Vergi Yok” Vergi sistemine dair eleştirilerde bulundu. Üretimden çok sermaye gelirlerinin vergilendirilmediğini, emeğin küçümsendiğini ve tefeciliğe, sermayeye prim verildiğini söyledi. “Alın teriyle kazanan ezilirken, sermaye kesimi vergiden muafmış gibi muamele görüyor” dedi. --- 7. Çevre ve İmar Politikaları: “2,5 Milyon m²’lik Rant” Ormanlık, tarım ve su havzalarının hızla imara açılmasını eleştirdi. “2,5 milyon metrekare kamu alanı yağmalandı; bunun faturası kuraklık olacak” dedi. Doğanın tahribiyle ekonomik kalkınmanın dengesi yok edildiğini, geleceğin değil bugünün kazancının gözetildiğini söyledi. --- 8. Sokak Hayvanları: “Vicdanla Başlayan Çözüm” Sokak hayvanlarına yönelik yasalar ve uygulamaların mutlaka vicdani bir temele dayandırılması gerektiğini söyledi. “Ölümle başlayan hiçbir çözüm gerçek olmaz. Hem toplum güvenliğini hem hayvan haklarını birlikte düşünmeliyiz” dedi. Bu konuda STK’lara ve yerel yönetimlere çağrı yaptı. --- 9. Hukuk Sistemi ve “Hodri Meydan” Yaklaşımı Adalet ve hukuk devleti eleştirisine de değindi. Yasaların suçluları susturmak için değil, onları caydırmak için olduğunu ifade etti ve özgürlük düşmanı kontenjan atanmalara karşı uyardı. “Meclis kanalıyla ağır cezalandırma kültürü oluşturuluyor; bu sistem önce onları, sonra bizi boğacaktır” dedi. --- 10. Terör Komisyonu ve “Biz Yokuz” Mesajı Mecliste kurulması planlanan terörle ilgili komisyonda HDP, İmralı ilişkilerine dair gündem eleştirisi yaptı. “Bu komisyon, Öcalan’ın uzantılarını meşrulaştırmak için kuruluyor; biz milletin iradesini ipotek ettirmeyiz” dedi. “Bu oyunda biz yokuz!” ifadesiyle de net duruşunu ortaya koydu. --- 11. “Biz Olmalıyız” Milli Birlik Çağrısı Konuşmasını birlik ve ortak akıl vurgusuyla bitirdi. “Artık ben değil biz olmalıyız” diyen Dervişoğlu, Türkiye’nin kutuplaştıran siyasetten uzaklaşarak birlikte yaşam kültürüne dönmesinin ülkenin sağlıklı geleceği için şart olduğunu söyledi.

İznik Konsili bahanesiyle Ekümenik Oyunu

Fener Rum Patrikanesi, İznik Konsilinin 1700.yıldönümü bahanesiyle Türkiye içerisinde bir Ekümenik oluşturma çabaları 10 Mayıs Cumartesi günü İznik meydanında Bağımsız Türk Ortodosk Partikhanesinin organizatörlüğünde bir kaç siyasi parti ve Derneğin katılımıyla protesto edildi. Etkinlikte Müsafi Tümamiral Doç.Dr. Cihat Yaycı ve Amerikan madalyasını reddeden efsane komutan Emekli Albay Orkun Özeller'de konuşma yaptı. Ayrıca Siyasi Parti temsilcilerinden Zafer Partisi ve İyi Parti kalabalık bir grup olarak meydandaydı. İyi Parti Millet Vekili Selçuk Türkoğlu ve Zafer Partili Genel Başkan Yardımcıları konuşmalarını Zafer Partisi otobüsünün üzerinden yaptı, Tümamiral Cihat Yaycı, Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi Halkla İlişkiler Sorumlusu Sevgi Erenerol ve Altın Ordu Cemiyeti Genel Başkanı Caner Kara ise otobüsün hemen önündeki Atatürk anıtından Türk Milletine uyanık olmaları konusunda seslendiler. Tümamiral Cihat Yaycı'nın konuşması ders niteliğindeydi. Cihat Yaycı: Aziz Türk milleti! İznik'te yapılmak istenen sözde “ekümenik ayin” bir din faaliyeti değil, doğrudan jeopolitik bir operasyondur. Bu, Fener Rum Patrikhanesi eliyle Vatikan destekli bir Haçlı ruhunun diriltilme girişimidir! Antalya’da Fener Rum Patriği ile Vatikan yetkilileri “İznik’ten Haçlı ruhunu yeniden başlatacağız” diyerek açıklama yapıyor. Bu cüret, millî güvenliğimize açık tehdittir! İznik, ne Haçlı'nın kılıcını ne Vatikan’ın paçavrasını kaldırmaz! Bu ayine turizm diyenler, vatanı üç kuruşa satacak kadar şuursuzdur! Ayasofya’yı yeniden kilise yapmakla, İznik’te haçlı ayini yapmak arasında hiçbir fark yoktur! Bu milletin şehitlerinin ruhunu incitmeyin! Bu ayinde Türk bayrağı yok! Masada sadece Vatikan bayrağı var! Yunanistan devlet uçağıyla gelen papaz, ekümenik devletin kurucusu gibi ağırlanıyor! Bu millet bu aşağılanmayı hak etmiyor! Kimse hesap sormayacak mı? İznik'te sözde dini kisve altında kurumsallaştırılmak istenen şeyin adı şudur: "Ekümenik Patrikhane Devleti" = Yeni Vatikan! Tarihi yarımada “Ekümenikopolis”, İznik ise “manevi başkent” ilan edilmek isteniyor! Bu sadece PKK bölücülüğü değildir. Bu da bir bölücülüktür! Türkiye’nin kalbinde, İstanbul’da, İznik’te paralel bir dini-siyasi yapı kurmak isteyen herkes Açık bir tehdittir! Papa Eftim’in kurduğu Türk Ortodoks Kilisesi, Karaköy’dedir. Orası Türk Hristiyanlarının yegâne adresidir! Orada Atatürk’e, TSK’ya ve Cumhurbaşkanına dua edilir. Rum Kilisesi’nde ise Türkiye’ye beddua edilir! Sayın Cumhurbaşkanımızdan beklentimiz açıktır: Bu operasyona izin vermeyin! İznik’te Haçlı ruhu değil, Türk’ün istiklali yaşatılmalıdır! Atatürk'ün 1925’te reddettiği bu ihaneti, bugün de Türk devleti reddetmelidir! Son sözüm şudur: Papa’ya da, Patriğe de HAYIR! Bu topraklar bizimdir! Bu milletin egemenliği ne Vatikan’a ne Fener’e devredilmez! Allah Türk milletini korusun ve yüceltsin!

#İyi Parti