>G-T1PWPZ8J68
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Hukuk

NEWSTURK - Hukuk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hukuk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Silinen whatsapp konuşmaları mahkemede çıkar mı? Haber

Silinen whatsapp konuşmaları mahkemede çıkar mı?

Avukat Ataol Ertuğrul Gürlek, kamuoyunda tartışılan silinen WhatsApp mesajlarının mahkemede delil olarak kullanılabileceğini açıkladı. İSTANBUL (İGFA) - Avukat Ataol Ertuğrul Gürlek, boşanma davalarında önemli delil niteliği taşıyan WhatsApp konuşmalarının silinmiş olsa bile mahkemede gündeme gelebileceğini ifade etti. Dijital çağda WhatsApp ve benzeri mesajlaşma uygulamalarının hayatımızın önemli bir parçası haline geldiğini belirten Gürlek, “Boşanma, alacak ve ceza davalarında bu tür mesajlar sıklıkla kritik deliller olarak kabul edilmektedir. Silinen WhatsApp mesajları mahkemede kullanılır mı? Evet, belli şartlar altında bu mümkün. Türk hukuk sisteminde dijital deliller geleneksel delillerle eşdeğer görülmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu, Medeni Kanun ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu kapsamında WhatsApp mesajları ve diğer elektronik bilgiler geçerli delil sayılabilir. Bir WhatsApp mesajının mahkemede delil olarak kabul edilmesi için şu şartlar sağlanmalıdır: Mesajlar özgün ve değişmemiş olmalıdır. Ekran görüntüleri tek başına yeterli değildir çünkü bu tür belgeler kolayca değiştirilebilir. Sunulan mesajlar dava ile doğrudan ilgili olmalıdır. Alakasız yazışmalar delil olarak kabul edilmeyecektir. En önemli şart, mesajların hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş olmasıdır. İzinsiz bir cihazla iletişime geçmek, şifreyi aşmak veya başkasının özel mesajlarını ele geçirmek hukuka aykırıdır ve bu şekilde elde edilen deliller mahkeme nezdinde reddedilmektedir. Bu tür eylemler, Türk Ceza Kanunu'nun 134. maddesi uyarınca "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçunu oluşturabilir.” dedi. SİLİNEN WHATSAPP KONUŞMALARI GERİ GETİRİLEBİLİR Mİ? Silinen WhatsApp mesajlarının geri getirilebileceğini ifade eden Avukat Ataol Ertuğrul Gürlek, “Ancak bu işlem teknik bilgi gerektirir ve her zaman başarıya ulaşmayabilir. WhatsApp, kullanıcılarına sohbetlerini yedekleme imkanı tanımaktadır. Bu yedeklemeler iki şekilde yapılır: WhatsApp ayarlarından aktif edilen yedekleme, düzenli aralıklarla (günlük, haftalık veya aylık) Google Drive hesabına otomatik olarak yüklenir. Apple cihazlarda ise iCloud servisi benzer biçimde yedekleme sağlar. Bir mesaj silindiği tarihten önce yedeklenmişse, bu yedeklerden geri yüklenebilir. Pratikte WhatsApp'ı silip yeniden kuran biri, ‘eski sohbetleri geri yüklemek istiyor musunuz?’ sorusunu onaylayarak silinmiş mesajları tekrar görebilir. Örnek olarak, boşanma davasında Ayşe, eşinin ihanetini kanıtlamak için bazı mesajları silmiştir. Ancak üç ay öncesine ait yedekler sayesinde, yasal işlemler sırasında bu mesajlar Google Drive'dan geri yüklenebilmiş ve mahkemeye sunulabilmiştir.” ifadelerini kullandı. GÜRLEK’TEN “HAPİS CEZASI ALABİLİRSİNİZ” UYARISI WhatsApp mesajlarının mahkemede delil olarak kabul edilmesi için en önemli şartın, bu mesajların yasal yollarla elde edilmiş olması olduğuna dikkat çeken Gürlek, şunları kaydetti; “Bir kişinin kendi telefonundan aldığı mesajlar (davanın tarafı olduğu yazışmalar), başka bir kişinin rızasıyla paylaştığı mesajlar, ortak kullanılan cihazlardan alınan mesajlar, mahkeme kararıyla bilirkişi tarafından incelenen telefonlardan elde edilen mesajlar, başka birinin telefonuna izinsiz girilerek alınan mesajlar, şifre kırma veya özel yazılım kullanma ile elde edilen mesajlar, tehdit veya şantajla alınan mesajlar, başkasının hesabına izinsiz girilerek alınan mesajlar hukuka aykırı şekillerde elde edilen deliller mahkemede reddedildiği gibi, bu tür davranışlar Türk Ceza Kanunu'nun 134. maddesi gereği özel hayatın gizliliğini ihlal etmektedir ve 1-3 yıl arası hapis cezasını gerektirmektedir.” uyarısında bulundu.

Mansur Yavaş'tan iddianameye tepki: 'Adalet yerini bulacak' Haber

Mansur Yavaş'tan iddianameye tepki: 'Adalet yerini bulacak'

Mansur Yavaş'tan İddianameye Tepki: 'Duruşmalar Canlı Yayınlansın' ​Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) personeline yönelik hazırlandığı belirtilen iddianame hakkında sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yaptı. Mansur Yavaş'tan iddianameye tepki olarak gelen paylaşımda, sürecin şeffaf yürütülmesi için çağrı yapıldı. Yavaş, "bazı belediyecilik faaliyetlerinin suç unsuru sayıldığı" bir iddianameyle ilk kez karşılaştığını belirtti. ​'Belediyecilik Faaliyetlerinin Suç Sayıldığına İlk Kez Rastlıyorum' ​Mansur Yavaş, paylaşımında kişisel tecrübelerine atıfta bulunarak, "Şahsen pek çok dava dosyası gördüm ama bazı belediyecilik faaliyetlerinin suç unsuru sayıldığı bir iddianameye ilk kez rastlıyorum" ifadelerini kullandı. Bu sözler, iddianamenin içeriğine yönelik doğrudan bir eleştiri olarak dikkat çekti. ​Mansur Yavaş'tan İddianameye Tepki ve Canlı Yayın Talebi ​Yavaş, yargılama sürecinde şeffaflığın esas olması gerektiğini belirterek, "Bence en kestirme cevabı halk versin ve duruşmalar canlı yayınlansın" dedi. Bu çağrı, kamuoyunun süreci doğrudan takip edebilmesi talebini içeriyor. Mansur Yavaş'tan iddianameye tepki olarak öne çıkan bu talep, yargılamanın aleniyeti ilkesine vurgu yaptı. ​'Hukukun Görevi Siyasi Rekabetin Aracı Olmak Değil' ​Açıklamasında hukukun işlevine de değinen Yavaş, adaletin siyasi tartışmalardan bağımsız olması gerektiğini belirtti. "Hukukun görevi, siyasi rekabetin aracı olmak değil, adaleti sağlamaktır" diyen Yavaş, yargının tarafsızlığına dikkat çekti. ​'Adalet Yerini Bulacaktır' ​Mansur Yavaş, sürecin sonunda adaletin tecelli edeceğine olan inancını da paylaştı. "İnanıyoruz ki er ya da geç gerçek ortaya çıkacak, adalet yerini bulacaktır" sözleriyle, hukuki sürece olan nihai beklentisini dile getirdi. ​İBB Personeline Destek Mesajı ​Paylaşımının son bölümünde ise Yavaş, yargı süreciyle karşı karşıya olan İBB personeline destek mesajı gönderdi. "Arkadaşlarımızın, adil bir yargılama sürecinin ardından, başları dik bir şekilde görevlerine döneceklerine yürekten inanıyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.

Havvanur Yurtsever, HSK üyeliğine yeniden seçildi Haber

Havvanur Yurtsever, HSK üyeliğine yeniden seçildi

TBMM Genel Kurulunda gerçekleşen seçimde Havvanur Yurtsever, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyeliğine tekrar seçildi. ANKARA (İGFA) - TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında yürütülen Genel Kurul oturumunda, üniversitelerdeki hukuk bölümlerinde görev yapan akademisyenler ile avukatlar arasından gösterilen üç adaydan biri olan HSK'de boş bulunan bir üyelik için seçim yapıldı. Seçimin ilk turuna 306 milletvekili katılım gösterdi. Oylama sonuçlarına göre Havvanur Yurtsever 245, Mustafa Naim Yağcı 24, İsmail Ergüneş 22 oy aldı; 15 oy geçersiz kabul edildi. Anayasa’da ön görülen çoğunluk sağlanmadığı için ikinci tura geçildi, ancak bu turda da yeterli oy alınamadı. Bundan dolayı en fazla oy toplayan iki aday arasında kura çekme yöntemi uygulandı. TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ tarafından çekilen kurada, Havvanur Yurtsever yeniden HSK üyeliğine seçildi. HAVVANUR YURTSEVER KİMDİR? 1972 yılında Ankara'da doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Ankara'da, lise öğrenimini Hatay-Antakya Lisesinde, üniversite öğrenimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde bitirmiştir. Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Özel Hukuk alanında yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. İş Hukuku, Tüketici Hukuku, İnşaat Hukuku Arabuluculuk Uzmanlık Eğitimleri ile Mevzuat Usul ve Esasları Eğitimlerini başarıyla tamamlamıştır. İngilizce bilmektedir. 1996 yılında Serbest Avukat olarak meslek hayatına başlamıştır. Arabuluculuk, Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketinde Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği, Zeytinburnu Belediye Meclisi'nde 7. Dönem Meclis Üyeliği, Meclis 2. Başkan Vekilliği, Hukuk ve Kadın Komisyonu Başkanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis'nde 2014-2019 arasında Meclis Üyeliği, Meclis Başkanlık Divanı Katip Üyeliği, Kadın, Aile ve Çocuk Komisyonu Başkanlıkları, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Bakan Müşavirliği ve Hukuk Hizmetleri Genel Müdür Yardımcılığı gibi birçok önemli görevde bulunmuştur. TBMM Genel Kurulu tarafından 24.11.2021 tarihinde Hakimler ve Savcılar Kurulu üyeliğine seçilmiş olup, halen bu görevi sürdürmektedir. Aslen Selanik göçmeni olup, Samsun/Bafra'lıdır. Evli ve üç erkek çocuk annesidir.

HÜDA PAR sahte diploma davası gündeme bomba gibi düştü Haber

HÜDA PAR sahte diploma davası gündeme bomba gibi düştü

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen geniş çaplı bir soruşturma, HÜDA PAR sahte diploma davası olarak bilinen yeni bir skandalı ortaya çıkardı. Hazırlanan iddianamede, onlarca kişiye sahte diploma ve sürücü belgesi düzenleyen bir şebekenin faaliyetleri detaylandırılırken, sanıklar arasında Hür Dava Partisi'nin (HÜDA PAR) eski bir siyasetçisinin de yer alması dikkat çekti. İddianamede adı geçen isim, geçmişte parti adına belediye başkan adayı olan Ferhat Uzun. Soruşturma dosyasına göre Ferhat Uzun, Yıldız Teknik Üniversitesi'nden alınmış gibi gösterilen sahte bir inşaat mühendisliği diploması kullandı. Uzun, savcılığa verdiği ifadede durumdan haberdar olmadığını ve diplomanın sahte olduğunu tesadüfen öğrendiğini öne sürdü. Savunmasında, diplomasını bir tanıdığı aracılığıyla aldığını ve sürecin yasal olduğuna inandığını belirtti. Ancak iddianamede yer alan telefon mesajları, Uzun'un diploma sonrası "Artık seninle meslektaş olduk" şeklinde tebrikler aldığını gösteriyor. HÜDA PAR'dan açıklama geldi: HÜDA PAR sahte diploma davası ne olacak? Skandalın ortaya çıkmasının ardından HÜDA PAR'dan jet hızıyla bir açıklama yapıldı. Parti yetkilileri, Ferhat Uzun'un geçmişte belediye başkan adayı olarak gösterildiğini ancak şu anda partiyle herhangi bir resmi bağının kalmadığını duyurdu. Açıklamada, "ucu kime dokunursa dokunsun soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmesi gerektiği" vurgulandı. Ferhat Uzun'un sosyal medya paylaşımlarında ve seçim çalışmaları sırasında "Rüşvet alan da veren de melundur" gibi dürüstlük temalı mesajlar vermesi, olayın bir diğer dikkat çeken yönü oldu. Ankara'da görülecek olan HÜDA PAR sahte diploma davası, kamudaki sahtecilik ve liyakat tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Davanın ilerleyen günlerde kamuoyu tarafından yakından takip edilmesi bekleniyor.

TÜSİAD Başkanları Hakkında Hapis Talebiyle Dava Açıldı Haber

TÜSİAD Başkanları Hakkında Hapis Talebiyle Dava Açıldı

TÜSİAD Başkanları Hakkında Açılan Davada Yargılama Başladı Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras, haklarında hazırlanan iki ayrı iddianame kapsamında, toplamda 5 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuksuz yargılanan sanıklar Orhan Turan ve Mehmet Ömer Arif Aras ile avukatları katıldı. “Suçlamalar düşünce özgürlüğü kapsamında” Duruşmada ilk savunmayı yapan Mehmet Ömer Arif Aras, kimlik tespiti sırasında aylık gelirinin 900 bin TL olduğunu beyan etti. Mahkeme huzuruna ilk kez çıktığını belirten Aras, “Bahsedilen suçlama delilsiz ve dayanaksızdır. 38 yıldır aynı kurumda çalışmama, adresim sabit olmasına rağmen polis eşliğinde zorla getirildim. Üzerine atılı suçlamalar düşünce özgürlüğü kapsamındadır,” dedi. Dernek tüzüğünün hukuka uygun şekilde hazırlandığını belirten Aras, “Yılda üç kez konuşma hakkım var. Yargılamaya konu edilen konuşmayı 12 Şubat’ta, başkanlık sıfatıyla gerçekleştirdim. Konuşmam, TÜSİAD tarafından hazırlanan öneriler kitapçıklarının bir özetidir. Liyakat ile hukuka duyulan güvenin artırılması gerektiğini vurguladım,” ifadelerini kullandı. “Ekonomi, hukuk ve politika birbiriyle ilişkilidir” Savunmasına devam eden Aras, “Rakamların oluş şekli, rakamlardan daha değerlidir. Hukuktan kastım vergi, gümrük, ticaret ve bankacılık tanımından ibaret değildir. Hukukun tanımına, kişilerin tanımına etki eden gerek sosyal, gerek yazılı kuralların öngörülebilir şekilde uygulandığı da dahildir,” dedi. “Ekonomi hukuk ile şekillenmektedir,” diyen Aras, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bu nedenle ekonomi alanında yapmış olduğum dava konusu konuşmada, hukuk ve politikadan ayrı düşünülemeyeceğini vurguladım. Bu yüzden bana, ‘Neden bu şekilde konuşma yaptın?’ sorusunun yöneltilmesi doğru değildir. İddianamede, konuşmalarımın önü ve arkası kesilerek suç işlendiği iddia ediliyor. Hukukun üstünlüğü ile ilgili konuşmalar, yabancı yatırımcılar nezdinde de önemlidir.” “Konuşmalarım, TÜSİAD’ın tavsiye ve tespitlerinden ibarettir” Aras’ın ardından savunmasını yapan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ise, “Makine Mühendisliği’nden mezun oldum. Eğitim hayatım boyunca devlet okullarında okudum ve hayatım boyunca faydalı olmaya çalıştım. Son üç yılda ihracat lideri oldum, yüzde 100 sermayeli, ülkenin en yüksek sermayeli bir şirketini kurdum,” ifadelerini kullandı. Görevinden ötürü gerçekleştirdiği konuşmalar nedeniyle yargılandığını ifade eden Turan, “Hiçbir şekilde gerçeğe aykırı bilgi vermedim. Toplumun bildiği bazı hususları objektif şekilde ve etkileriyle anlattım. Konuşmalarım, hukukun üstünlüğü ve ekonomik gelişmeye yönelik tavsiyeler içermektedir. Konuşmalarım suç unsuru taşımaz. TÜSİAD’ın tespit ve tavsiyelerinden ibarettir,” dedi. “Hukukun üstünlüğü ekonomik refah için gereklidir” Sanık Turan savunmasının devamında, “Halkın nezdinde önemli mevkilerde bulunan kişiler hakkında açılan bu tür soruşturmalar, ekonomi üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır. Konuşmamda teknik hukuk söylemi yoktur. Derneğin tüzüğüne uygun olarak önerilerimi ve tecrübelerimi paylaştım,” dedi. “Konuşmamın amacı hukukun üstünlüğünün sağlanması ve ülke ekonomisinin bu yolla gelişmesidir. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Hakkımda verilen yurt dışı çıkış yasağı iş hayatımı ve şirketimi olumsuz etkiliyor. Bu yasağın kaldırılmasını talep ediyorum,” şeklinde konuştu. Savcı mütalaasını sundu Duruşmada savcı, her iki sanığın “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” ve “zincirleme şekilde halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlarından cezalandırılmalarını talep etti. Mahkeme, her iki sanık hakkındaki yurt dışı çıkış yasaklarını kaldırarak duruşmayı 23 Eylül’e erteledi. Ne olmuştu? TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında hazırlanan iddianamede, “şüphelilerin içeriğini bilmedikleri siyasi, hukuki, adli ve idari olaylar hakkında değerlendirme yaparak, ülkede hukuki güvenliğin bulunmadığı, halkın devlete güven duymadığı, bu nedenle toplumsal huzursuzluğun arttığı yönünde yanıltıcı ve dezenformasyon içeren bilgiler yaydıkları” öne sürülmüştü. İddianamede, her iki sanığın TÜSİAD’daki görevlerini ve konumlarını kullanarak bu açıklamaları yaptığı belirtilmişti. Savcılık, “zincirleme şekilde halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” suçundan her bir sanık için 1 yıl 10 aydan 5 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep etti. Ayrı bir iddianamede ise her iki isim hakkında “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlaması yöneltilmiş, bu suçtan da 50 günden az olmamak üzere adli para cezası istenmişti. Her iki dosya, içerik bağlantısı nedeniyle birleştirilerek tek dosyada birleştirilmişti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.