#Çorlu Mahkemesi

Çorlu tren kazası sonrası 7 yılda adalet arayışı ve süreç

8 Temmuz 2018 tarihinde Tekirdağ’ın Çorlu ilçesine bağlı Sarılar Mahallesi yakınlarında meydana gelen Çorlu tren kazası, Türkiye’nin yakın tarihindeki en büyük sivil demiryolu facialarından biri olarak kayıtlara geçti. Kapıkule–Halkalı seferini yapan yolcu treninin raydan çıkması sonucu gerçekleşen kazada 25 kişi hayatını kaybetti, 317 kişi yaralandı. Kazanın nedeni, yoğun yağış sonrası menfez altındaki dolgunun boşalması olarak belirlendi. Kaza sonrası başlatılan soruşturmada, ilk etapta TCDD’ye bağlı bazı teknik personelin ifadesi alındı. Olayın ardından kamuoyunda büyük tepki oluşurken, kazaya ilişkin adli ve idari süreçler uzun yıllar boyunca kamuoyunun gündeminde kaldı. Çorlu tren kazası sonrası adalet ve tazminat mücadelesi Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ceza soruşturması kapsamında toplam 13 kişi hakkında dava açıldı. Aileler, davada yalnızca alt düzey personelin yargılanmasına tepki göstererek, üst düzey yöneticilerin ve siyasi sorumluların da hesap vermesi gerektiğini savundu. 25 Nisan 2024 tarihinde görülen karar duruşmasında, Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi bazı sanıklara hapis cezaları verdi. TCDD 1. Bölge Müdürü Mümin Karasu 17 yıl 6 ay, Yol Bakım Müdürü Turgut Kurt 16 yıl 3 ay, Yol Bakım Şefi Özkan Polat 13 yıl 9 ay ve Bölge Müdürü Nihat Aslan ise 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Dört sanık ise beraat etti. Bu karar, 19 Haziran 2024 tarihinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onandı. Tazminat süreçleri kapsamında, TCDD tarafından mağdur yakınlarına çeşitli miktarlarda maddi tazminatlar ödendi. Yaralanan bazı yolculara 1,5 milyon TL’yi aşan ödemeler yapılırken, ölen yolcuların yakınlarına da destek paketleri sunuldu. Ancak aileler, maddi ödemelerin adalet talebinin yerini tutmadığını vurguladı. Kazada oğlunu kaybeden Mısra Öz gibi aileler, halen süren mücadelelerinde gerçek sorumluların yargı önüne çıkarılması için çağrıda bulunuyor. Aileler, kazanın yalnızca teknik değil, yapısal ve yönetsel ihmallerin bir sonucu olduğunu savunarak, siyasi sorumluluğun da yargılanmasını talep ediyor. Olayın üzerinden tam yedi yıl geçmesine rağmen Çorlu tren kazası, toplumsal hafızada derin izler bırakmaya devam ediyor. Türkiye’de demiryolu güvenliği, kamusal hesap verebilirlik ve adalet mekanizmalarının etkinliği bu dava süreciyle yeniden gündeme geldi.