Türkiye Otomotivinde Çin Dönemi Başladı
Türkiye’de Elektrikli Araç Pazarı Çin’le Dönüşüyor: Servis ve Yedek Parça Ekosistemi Yeniden Şekilleniyor
İSTANBUL (İGFA) - Türkiye’de elektrikli araç sayısı 2024 itibarıyla 150 bini aşarken, bu araçların %30’dan fazlasını Çin menşeli otomobiller oluşturuyor. Çinli markaların Türkiye pazarındaki yükselişi, sadece araç satışlarını değil, satış sonrası hizmetleri ve tedarik zincirini de kökten etkiliyor.
Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticilerinden BYD’nin Manisa’da 1 milyar dolarlık yatırımla kurduğu, yıllık 150 bin araç üretim kapasiteli tesisiyle birlikte Türkiye otomotiv sektöründe yeni bir dönem başlıyor. İstanbul Ticaret Odası 52’nci Komite Başkanı ve Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, Çinli markaların satış sonrası etkisine dikkat çekerek, “Her satılan aracın 10-15 yıl sürecek bir satış sonrası döngüsü var. Çinli markalar bu alanda hızla gelişiyor ve buna hazırlıklı olmalıyız” dedi.
Yedek Parça ve Serviste Fırsat Dönemi
Bugün Çin’den ithal edilen parçaların, yarın Türkiye’den Çin’e ihraç edilebileceğini vurgulayan Aşçı, “Yerli üreticiler kalite, hız ve veri yönetiminde gelişirse, Çinli otomotiv devlerine Tier-2 tedarikçi olabilir” değerlendirmesinde bulundu. Çinli markalar hâlâ kendi orijinal parçalarını kullanıyor olsa da, Türkiye’deki araç parkı büyüdükçe uyumlu ve alternatif parça ihtiyacı artacak.
Bağımsız Servisler İçin Yeni Kapılar Açılıyor
Çinli markaların henüz Türkiye genelinde yaygın servis ağı kuramamış olması, bağımsız servisler için stratejik bir fırsat oluşturuyor. Eğitim, teknik destek ve parça erişimi gibi eksikler, yenilikçi iş modelleriyle giderilebilecek durumda. Motor Aşin, 90 ülkeye yaptığı ihracat ve 15 binden fazla ürün çeşidiyle bu dönüşümde aktif rol oynamayı hedefliyor.
Çin Otomotivde Sadece Üretici Değil, Oyun Kurucu
Saim Aşçı, Çin’in sadece üretim gücüyle değil, teknoloji yatırımları ve batarya, yazılım gibi alanlardaki atılımlarıyla da otomotivde küresel dengeleri değiştirdiğini söyledi. Çin’in stratejik yeraltı kaynakları ve nadir toprak elementleri ile kritik tedarik zincirinin merkezinde yer aldığını belirten Aşçı, “Bugün otomotivin geleceğini Çin olmadan konuşmak imkânsız. Çin artık sadece üretici değil, oyunun kurallarını yeniden yazan bir güç” ifadelerini kullandı.
“Seyretmeyeceğiz, Yön Vereceğiz”
Yeni dönemde satış sonrası hizmetlerde rekabetin artacağını ve iş birliklerinin çeşitleneceğini dile getiren Aşçı, “Otomotiv ekosisteminde değişimi seyreden değil, yön veren taraf olmalıyız. Dijitalleşme, güçlü tedarik yapısı ve stratejik adaptasyon bu sürecin temel taşları olacak” diyerek sektörün geleceğine yönelik kararlılık mesajı verdi.
Web.tv
