>G-T1PWPZ8J68
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Chp

NEWSTURK - Chp haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Chp haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Cizre Olayı Büyüyor: Barzani Koruma Protokolü Soruşturuluyor Haber

Cizre Olayı Büyüyor: Barzani Koruma Protokolü Soruşturuluyor

Meclis Gündemine Taşındı: Barzani Koruma Protokolü'nün Gerekçesi Ne? Türkiye'nin Şırnak/Cizre ziyareti sırasında Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) eski Başkanı Mesrur Barzani'ye eşlik eden silahlı korumalarla ilgili patlak veren tartışma, muhalefetin hamlesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşındı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), ziyaret sırasında uygulandığı iddia edilen ve "devlet başkanı düzeyi"nde olduğu öne sürülen Barzani koruma protokolünün detaylarını ve gerekçesini sordu. Kritik sorular, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a yöneltildi. Birkaç bağımsız haber kaynağında doğrulanan bilgilere göre, CHP, üç farklı bakanlığın alanına giren bu konunun ulusal egemenlik ve güvenlik açısından taşıdığı riskleri anlamayı hedefliyor. Bu durum, Barzani'nin ziyareti sonrası başlayan siyasi gerginliği daha da derinleştirdi. CHP'den Üç Bakana Eş Zamanlı Kritik Sorular CHP'nin üç kritik bakanlığa eş zamanlı olarak yönelttiği sorular, uygulanan koruma statüsünün hukuki dayanağını sorguluyor. Muhalefet, herhangi bir resmi devlet görevi bulunmayan Mesrur Barzani'ye neden bir devlet başkanı düzeyinde koruma protokolü uygulandığının gerekçesinin açıklanmasını talep etti. Edinilen bilgilere göre, Meclis'e sunulan soru önergelerinde şu kritik noktalar yer alıyor: Protokolün Dayanağı: Uygulanan koruma protokolü hangi uluslararası anlaşmaya veya ulusal mutabakata dayanmaktadır? Koruma Düzeyi: Mesrur Barzani'nin "Devlet Başkanı" statüsünde korunmasını gerektiren özel bir risk durumu ya da resmi bir sıfatı mevcut mudur? Eğer değilse, bu düzeyde bir korumanın gerekçesi nedir? Güvenlik Sorumluluğu: Barzani'ye eşlik eden ve uzun namlulu silahlara sahip olduğu görülen koruma personelinin Türkiye topraklarında görev yapmasına kim, hangi yetkiyle izin vermiştir? Bu sorular, yaşanan olayın basit bir diplomatik nezaket hatası mı, yoksa ulusal egemenlik haklarının ihlali anlamına mı geldiğini netleştirmeyi amaçlıyor. Tartışmanın Fitilini Ateşleyen Olay ve Karşı Açıklamalar Tartışmanın fitili, Mesrur Barzani'nin Şırnak'ın Cizre ilçesindeki bir sempozyuma katılımı sırasında, yanında uzun namlulu silahlar taşıyan üniformalı koruma personelinin görüntülerinin kamuoyuna yansımasıyla ateşlendi. Bu görüntülere MHP lideri Devlet Bahçeli'den sert tepki gelirken, Bahçeli yaşananları "rezalet" ve "egemenlik haklarının çiğnenmesi" olarak nitelendirdi. Tartışmaların büyümesi üzerine Barzani'nin ofisinden bir açıklama yapıldı. Barzani'nin ofisi, ziyare sırasındaki tüm güvenlik tedbirlerinin, IKBY ile Türkiye'nin ilgili kurumları arasındaki protokol mutabakatına göre uygulandığını iddia etti. Bu açıklama, protokolün varlığını teyit ederken, içeriği hakkındaki şüpheleri artırdı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in ise olayla ilgili soruşturma başlatıldığını duyurması, hükümetin de konunun hassasiyetini kabul ettiğini gösteriyor. Soruşturmanın ve CHP'nin sorularının cevabının, gelecekte benzer ziyaretlerde hangi kuralların uygulanacağını belirlemesi bekleniyor.

Kılıçdaroğlu'ndan Video Mesaj: İtiraf mı Yoksa Manifesto mu? Haber

Kılıçdaroğlu'ndan Video Mesaj: İtiraf mı Yoksa Manifesto mu?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) önceki dönem Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin kurumsal kimliği, siyasi etik anlayışı ve dış politika vizyonuna dair çok konuşulan bir açıklama yaptı. Sosyal medya platformlarında Kılıçdaroğlu'ndan video mesaj başlığıyla hızla yayılan ve kısa sürede "Trend Topic" (TT) listesine giren görüntüler, hem içeriğiyle hem de yarattığı tartışmalarla siyaset gündemine oturdu. Partililere "cefakar yol arkadaşlarım" diye seslenen Kılıçdaroğlu, CHP'nin sıradan bir parti olmadığını vurgularken, sosyal medyada videonun zamanlaması ve içeriğine dair farklı kutuplardan yoğun tepkiler geldi. ​Temiz Siyaset Çağrısı ve "İtiraf mı, Uyarı mı?" Tartışması ​Kılıçdaroğlu'nun yayınladığı mesajın merkezinde "siyaseti temiz tutmak ve hesap sormak" ilkesi yer aldı. Hesap vermenin her bir CHP'linin namus borcu olduğunu belirten tecrübeli siyasetçi, hiçbir parti yöneticisinin rüşvet ve yolsuzluk sarmalına bulaşmaması gerektiğinin altını çizdi. Ancak videonun en çok ses getiren kısmı, Kılıçdaroğlu'nun "rüşvet çarkının müteahhitleriyle anılamaz" ve "derhal arınmalı" şeklindeki sert ifadeleri oldu. ​Bu ifadeler, dijital medyada iki farklı yorumun çatışmasına neden oldu. Hükümete yakın çevreler ve bazı sosyal medya kullanıcıları, Kılıçdaroğlu'ndan video mesaj içeriğindeki bu sözleri, parti içindeki yolsuzluk iddialarının birinci ağızdan doğrulanması ve zımni bir "itiraf" olarak değerlendirdi. Buna karşın, parti içi muhalefet ve Kılıçdaroğlu destekçileri, bu çıkışı kirlenmeye karşı bir "temiz eller manifestosu" ve geç kalınmış ancak hayati bir "neşter" olarak yorumlayarak destekledi. ​Kılıçdaroğlu'ndan Video Mesaj ve Zamanlama Eleştirileri ​Videonun yayınlanmasının ardından internette en çok tartışılan bir diğer başlık ise "zamanlama" oldu. Kılıçdaroğlu'nun, "ihanet zincirine tutunabilirler" ve "rüşvet çarkı" gibi ağır ithamları içeren bu videoyu, partinin mevcut yönetim süreçlerinin ve yerel seçim sonrası dengelerinin tartışıldığı bir dönemde yayınlaması eleştiri oklarını üzerine çekti. ​Sosyal medyadaki bir grup kullanıcı, videoyu mevcut yönetimi zor durumda bırakmaya yönelik bir hamle olarak nitelendirirken, "Neden genel başkanlığın döneminde bu kadar sert konuşmadın?" sorusuyla eleştirilerini dile getirdi. Öte yandan, Kılıçdaroğlu'na yakın kaynaklar ve destekçileri, sosyal medyada organize bir linç kampanyasının yürütüldüğünü, kimliksiz hesapların Kılıçdaroğlu'nun "devleti ve partiyi koruma" uyarısını manipüle ederek bir sabotaj algısı yaratmaya çalıştığını savundu. ​Devlet Aklı Vurgusu ve İdeolojik Yankılar ​Videonun ikinci yarısında Kılıçdaroğlu, CHP'yi "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucu partisi" olarak tanımlayarak dış politikada "devlet aklı" vurgusu yaptı. Türkiye'nin Ortadoğu, Kafkaslar ve Avrupa ekseninde sıkışıp kalamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, özellikle "İsrail ve Amerika belasının bertaraf edilmesi" gerektiğini söyledi. ​Bu "devletçi" retorik, Kılıçdaroğlu'ndan video mesaj analizlerinde ideolojik bir ayrışmayı da beraberinde getirdi. Sol ve sosyal demokrat tabandan bazı kullanıcılar, partinin "devlet"ten ziyade "halk" vurgusuyla öne çıkması gerektiğini belirterek söylemi eleştirdi. Buna karşılık, ulusalcı ve milliyetçi hassasiyeti yüksek çevreler, Kılıçdaroğlu'nun "Mavi Vatan" ve coğrafi strateji vurgusunu, devletin ali menfaatlerinin siyaset üstü tutulması gerektiği yönündeki yaklaşımını olumlu karşıladı. ​Video, Kılıçdaroğlu'nun arkasında yer alan Atatürk portresi ve Birinci Meclis tablosu önünde, "Hak, hukuk ve adalet yürüyüşümüze devam edeceğiz" sözleriyle son buldu. Bu kapanış, Kılıçdaroğlu'nun aktif siyasetten çekilmediği ve "denetleyici/uyarıcı" bir lider figürü olarak pozisyon aldığı şeklinde yorumlandı.

Komisyonda Çekimser Kalan Yeni Yol Grubu İmralı'ya Gitmiyor Haber

Komisyonda Çekimser Kalan Yeni Yol Grubu İmralı'ya Gitmiyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun gerçekleştirdiği kritik toplantı sonrasında Yeni Yol Grubu İmralı kararı ile siyasi gündemin merkezine oturdu. Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi milletvekillerinin oluşturduğu ortak meclis grubu, komisyondaki oylamada çekimser bir tutum sergilemesine rağmen, İmralı Adası'na gidecek heyete temsilci vermeme kararı aldı. ​Komisyonda Kritik Oylama ve Yeni Yol'un Tavrı ​TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, "Terörsüz Türkiye" süreci kapsamında Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere İmralı'ya bir heyet gönderilmesi gündemiyle 18. kez toplandı. Komisyon Başkanı Numan Kurtulmuş yönetiminde gerçekleşen ve kapalı oturum olarak yapılan toplantıda, İmralı ziyareti için yapılan oylama sonuçları siyasi kulislerde geniş yankı uyandırdı. ​Elde edilen bilgilere göre, oylamada AK Parti, MHP, DEM Parti, TİP ve EMEP'in "evet" oylarıyla ziyaret kararı kabul edildi. Toplam 32 kabul oyunun çıktığı oylamada, Demokrat Parti, DSP ve HÜDA-PAR temsilcileri "hayır" oyu kullandı. Bu süreçte en dikkat çekici hamle ise Yeni Yol Grubu'ndan geldi. Grubun komisyondaki iki üyesi, oylama sırasında ne kabul ne de ret oyu vererek "çekimser" kalmayı tercih etti. ​Çekimser Oy Sonrası "Heyete Katılmama" Kararı ​Oylamadaki çekimser tutumun ardından, Yeni Yol Grubu'nun İmralı'ya gidecek heyette yer alıp almayacağı merak konusuydu. Siyasi kaynaklardan doğrulanan bilgilere göre grup yönetimi, süreçle ilgili yaptığı değerlendirme toplantısının ardından nihai kararını verdi. Yeni Yol Grubu, komisyonun İmralı'ya gitmesine prensipte kesin bir dille karşı çıkmayıp çekimser kalsa da, oluşturulacak parlamento heyetine kendi milletvekillerinden bir üye vermeyeceğini açıkladı. ​Siyasi analistler, Saadet, Gelecek ve DEVA partilerinin ortaklığıyla kurulan Yeni Yol Grubu'nun bu hamlesini, sürecin şeffaflığı konusundaki çekinceler ve taban hassasiyetleri ile ilişkilendiriyor. Grubun, sürecin sorumluluğunu doğrudan üstlenmekten kaçındığı ancak diyalog kapısını tamamen kapatan bir "hayır" bloğunda da yer almak istemediği yorumları yapılıyor. ​Diğer Partilerin Pozisyonları ve Heyet Detayları ​Komisyondaki oylama sırasında siyasi partiler arasında keskin görüş ayrılıkları yaşandı. CHP milletvekilleri, toplantının kapalı oturumla yapılmasına ve sürecin şeffaf yürütülmediği gerekçesine itiraz ederek salonu terk etti ve oylamaya katılmadı. Yeniden Refah Partisi temsilcisinin de toplantıya katılmadığı rapor edildi. ​Öte yandan, komisyondan çıkan karar neticesinde İmralı heyetinin önümüzdeki günlerde Adalet Bakanlığı'nın izniyle adaya gitmesi bekleniyor. Heyette MHP adına Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın, AK Parti adına Hüseyin Yayman'ın ve DEM Parti adına Gülistan Kılıç Koçyiğit'in yer alacağı kesinleşti. Yeni Yol Grubu'nun ve CHP'nin üye vermemesiyle birlikte heyetin, süreci destekleyen partilerin temsilcileriyle sınırlı kalacağı netleşmiş oldu.

İmamoğlu iddianamesine 'Özel' tepki: Haysiyet cellatlığı son bulmalı! Haber

İmamoğlu iddianamesine 'Özel' tepki: Haysiyet cellatlığı son bulmalı!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Grup Toplantısı'nda gerçekleştirilen konuşmasında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan "İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü" iddianamesine yönelik sert eleştirilerini dile getirirken, ekonomi politikaları hakkında da çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Özel, duruşmaların TRT dahil olmak üzere tüm kanallarda canlı yayınlanmasını içeren kanun teklifini yeniden gündeme getirdi. ANKARA (İGFA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasının büyük bölümünü, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından oluşturulan "İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü" iddianamesine ayıran Özel, iddianamenin birçok kamuoyuna yansıyan iddiayı içermediğini ifade ederek bu duruma tepki gösterdi. “BU İDDİANAMEYLE HAYSİYET CELLATLIĞI YAPILIYOR” İddianameye ilişkin bir video izleterek konuşmasını zenginleştiren Özel, hazırlanan dosyanın siyasi amaçlı kullanıldığını savunarak, “Anketlere göre toplumun yüzde 65’i bu iddialara inanmıyor. Bizi bütün yaz bu iddialarla oyaladılar. O maaşla gazetecilik yapılır, yorumculuk yapılır ama bu yapılır mı? Bir özür duyacak mıyız?” şeklinde konuştu. https://twitter.com/eczozgurozel/status/1990749244584833162 İddianamenin kabulünün ardından tutuksuz yargılama yapılması gerektiğini belirten Özel, “Lafa, yalana, iftiraya pabuç bırakmayacağız. Herkes çıkıp kendisini savunmalıdır. Bu haysiyet cellatlığı son bulmalıdır.” sözlerini kullandı. Özgür Özel, İmamoğlu’nun tutuklanma süreci ve oğlu hakkında verilen bloke kararına da değinerek, bu gelişmeleri "siyasi operasyon" olarak değerlendirdi. Özel, “Allah ne bizi, ne de yaz boyunca ekranlarda bunları anlatanları mahcup etmedi" ifadelerini kullanarak, "Bir iddianame gelecek; biz yargılanan değil, yargılayan olacağız demiştim. Henüz başlıyoruz.” dedi. Ayrıca mayıs ayında sundukları, duruşmaların TRT dahil tüm kanallarda canlı verilmesi yönündeki yasa teklifini hatırlatarak, “Hodri meydan, bu kanunu bu hafta çıkaralım.” çağrısında bulundu. EKONOMİ ELEŞTİRİSİ: “TÜRKİYE’DE DANA KIYMA 21 DOLAR” Ekonomik duruma da vurgu yapan CHP Genel Başkanı Özel, emekli maaşları ve asgari ücretin yıllar içindeki değer kaybını örneklerle aktardı. Denizli'den sektör temsilcilerinin kendisine hediye ettiği pamuk dallarını gösteren Özel, “Bir kilo pamuk 2,5 litre mazot alıyordu. Bugün 2,5 kilo pamuk sadece 1 litre mazot alabiliyor” diye konuştu. Bu duruma buğday üreticilerinin de dikkat çekmesi gerektiğini vurgulayan Özel, Konya’da çiftçilerin geçmişte 1 kilo buğdayla 1 litre mazot alabilirken, artık 6 kilo buğdaya ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Et fiyatlarına da odaklanan Özel, “Dünyada dana kıyma ortalama 7 dolar. Bulgaristan’da 6,5 dolar; Yunanistan ve Almanya’da 7,5 dolar; Macaristan’da 9 dolar iken, Türkiye’de 21 dolar, yani 900 lira.” değerlendirmesini yaptı. Diğer ülkelerde emeklilerin gelirinin karşılaştırıldığında çok düşük kaldığını belirten CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Hans, Türkiye’deki emeklinin 15 katı maaş alıyor. O 7,5 dolara kıyma alırken, Türkiye’de emeklinin 900 liraya kıyma alması gerekiyor.” dedi. Özel ayrıca gelecek hafta CHP'nin kalkınma programının lansmanını yapacaklarını da duyurdu.

CHP'den iddianameye tepki: Bu dava hukuki değil, tamamen siyasi Haber

CHP'den iddianameye tepki: Bu dava hukuki değil, tamamen siyasi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisine yönelik hazırlanan iddianameyi "hukuki değil, tamamen siyasi" olarak değerlendirerek, hedefin Cumhuriyet Halk Partisi’ni duraklatmak ve Cumhurbaşkanı adayının önünü kesmek olduğunu ifade etti. ANKARA (İGFA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, 19 Mart’ta gündeme gelen olayları "sivil darbe" şeklinde tanımladı. Bu darbenin tanklarla veya botlarla değil, yargı cübbeleri aracılığıyla gerçekleştirildiğini belirten Özel, "Seçimle gelen ancak seçimle gitmekten kaçınan bir grup, siyasi rakiplerini hapse atarak Türkiye’yi ciddi bir siyasi ve ekonomik kriz girdabına sokmuştur" şeklinde konuştu. Partisine açılan davayı eleştiren Özel, "Bu dava hukuki bir nitelik taşımamaktadır, bütünüyle siyasidir. Amacı ise seçimlerde birinci parti olan CHP’yi durdurmak ve Cumhurbaşkanı adayının önünü kesmektir" ifadelerine yer verdi. Özel ayrıca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İBB’ye yönelik bir soruşturma olmadığını belirten bir bildirim yayımladığını da işaret etti. https://twitter.com/eczozgurozel/status/1988258785438101775 CHP Genel Başkanı Özgür Özel, paylaşımında geçmişte 12 Eylül döneminde partinin kapatılmak istendiğini hatırlatarak, "Partimizi milletimizle beraber yeniden açtık. Bugün de millete güvenmeyi asla bırakmayacağız. Atatürk’ün partisi milletimizin emanetindedir" ifadesini kullandı.

Savcılıktan 'İBB HANEM' soruşturması: 1 gözaltı Haber

Savcılıktan 'İBB HANEM' soruşturması: 1 gözaltı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘Ekrem İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü’ soruşturması çerçevesinde gerçekleştirilen araştırmada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait “İBB HANEM” uygulaması aracılığıyla milyonlarca seçmen bilgisinin hukuka aykırı şekilde işlendiğini, CHP Bilgi İşlem Yöneticisi O.G.E.’nin gözaltına alındığını duyurdu. İSTANBUL (İGFA) - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin "Ekrem İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü" iddiasına yönelik soruşturmanın genişletildiğini bildirdi. Başsavcılıktan gelen açıklamaya göre, Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) tarafından hazırlanan rapor doğrultusunda, “İBB HANEM” adlı uygulama üzerinden 11 milyon 360 bin 412 İstanbul seçmenine ait seçim sandık verilerinin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde barındırılan çeşitli kişisel bilgilerle eşleştirildiği tespit edildi. Açıklamada ayrıca, CHP'nin Yüksek Seçim Kurulu’ndan temin ettiği seçim sandık verilerinin, “suç örgütüyle paylaşıldığı” bilgisinin de yer aldığı belirtildi. Bu çerçevede CHP Bilgi İşlem Yöneticisi O.G.E., “verileri hukuka aykırı biçimde paylaşma veya elde etme” ve “kişisel verilerin kaydedilmesi” suçlamaları ile 6 Kasım 2025 tarihinde gözaltına alındı. Başsavcılık, soruşturmanın detaylandırılarak devam ettiğini kaydetti.

Baba ve Oğul İmamoğlu İfade Verdi, Yurt Dışı Yasağı Geldi Haber

Baba ve Oğul İmamoğlu İfade Verdi, Yurt Dışı Yasağı Geldi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı'na yönelik devam eden yolsuzluk soruşturması, aile üyelerini de kapsayacak şekilde kritik bir aşamaya ulaştı. Başkan İmamoğlu'nun babası Hasan İmamoğlu ve oğlu Selim İmamoğlu, 'rüşvet ve suç gelirlerini aklama' iddialarıyla başlatılan soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla emniyette ifade verdi. İfade süreçleri tamamlanmadan hemen önce, İstanbul Sulh Ceza Hakimliği tarafından her iki isim hakkında da yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verildi. ​Bu gelişmelerin yanı sıra, CHP lideri Özgür Özel'in yaptığı açıklama ile Başkan İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu'nun diplomatik pasaportunun iptal edildiği de kamuoyuna duyuruldu. Aile üyelerine yönelik alınan bu tedbirler, siyaset ve hukuk gündemini yakından meşgul ediyor ve soruşturmanın kapsamının Başkan İmamoğlu'nun yakın çevresine doğru derinleştiğini gösteriyor. ​Aile Üyelerine Yönelik Yurt Dışı Yasağı Uygulaması ​İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla emniyete çağrılan Hasan ve Selim İmamoğlu, kendilerine yöneltilen suçlamalarla ilgili savunmalarını sundular. Ancak, ifadeleri alınmadan hemen önce, dosya üzerinden verilen bir kararla yurt dışına çıkış yasağı getirilmesi dikkat çekti. ​Raporların ortak görüşü gösteriyor ki, bu adli kontrol tedbiri, soruşturmanın sağlıklı ilerlemesi ve şüphelilerin yurt dışına çıkışının engellenmesi amacıyla alınmıştır. Selim İmamoğlu'nun ifadesinde, yurt dışına yapılan para transferlerinin aile birikimi olduğunu ve Hırvatistan'da kurulan bir şirkete yatırım amaçlı gönderildiğini savunduğu biliniyor. ​Dilek İmamoğlu'nun Diplomatik Pasaportu Neden İptal Edildi? ​Başkan İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu'nun diplomatik pasaportunun iptali kararı, soruşturma kapsamındaki bir diğer önemli gelişme oldu. CHP lideri Özel, bu kararın, Dilek İmamoğlu'nun yurt dışına bir ödül törenine katılmak üzere çıkmaya hazırlandığı sırada kendisine bildirildiğini ifade etti. ​Büyükşehir Belediye Başkanlarının eş ve çocuklarına yasa gereği verilen diplomatik pasaportun iptal edilmesi, hukuki sürecin sadece iddia edilen suçlarla sınırlı kalmadığı, aynı zamanda siyasi boyutunun da olduğu yönünde yorumlara neden oldu. Avukatlar, hakkında herhangi bir soruşturma bulunmayan bir kişinin diplomatik pasaportunun iptal edilmesinin hukuki temeli hakkında itiraz ve inceleme başlatılacağını belirtti. Başkan İmamoğlu'na yönelik iddialar ve ailesine uygulanan bu tedbirler, kamuoyundaki tartışmaları derinleştirmeye devam etmektedir. ​MASAK Bulguları ve Savunma Arasındaki Çelişki ​Soruşturmanın temel dayanağı olan Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporu, yurt dışına gönderilen para miktarında şüpheli bir durum olduğunu işaret etmişti. Raporda belirtilen tutar ile Selim İmamoğlu'nun ifadesindeki tutar arasındaki fark, soruşturmanın parasal olgularında bir çelişki yaratmaktadır. Selim İmamoğlu, raporun mükerrer işlemleri içerdiğini ve gerçek miktarın daha düşük olduğunu ileri sürmüştür. Bu durum, mahkemenin ilerleyen aşamalarında detaylı bir inceleme ve delil karşılaştırması gerektirecektir. ​Birkaç bağımsız haber kaynağında doğrulanan bilgilere göre, bu gelişmeler, Türkiye'deki siyasi atmosferin gerginliğini artırmakta ve Başkan İmamoğlu'nun siyasi kariyeri üzerindeki etkileri yakından takip edilmektedir. İmamoğlu ailesi hakkındaki hukuki süreç, önümüzdeki dönemde de gündemin ana maddelerinden biri olmayı sürdürecektir.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.