"BABASIZ BABALAR GÜNÜ"

Babasız Babalar Günü ve Affedilme Tartışmaları: Öcalan Gölgesinde Hassas Bir Dönem

Bugün Babalar Günü. Yüz binlerce çocuk babalarıyla bu özel günü kutlarken, Türkiye'nin kanayan yarası terör nedeniyle babasız kalan binlerce çocuk içinse bu gün, iç burkan bir hüzünle geçiyor. Teröre verilen bunca şehidin acısı hala taze iken, bu acıların baş sorumlusu terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın "ÖNDER" kabul edildiği ve affedilme senaryolarının konuşulduğu bir dönemden geçilmesi, toplumun vicdanında derin yaralar açıyor.

Yıllarca süren terör saldırılarında binlerce güvenlik görevlisi ve sivil vatandaş hayatını kaybetti. Geride kalan eşler, anne-babalar ve en acısı da babasız kalan çocuklar, bu tarifsiz kaybın en büyük mağdurları oldu. Her Babalar Günü'nde bu çocuklar, akranları babalarıyla vakit geçirirken, şehit babalarının mezarları başında veya babalarının yokluğunu derinden hissederek buruk bir gün yaşıyorlar.

Ancak son dönemde yaşanan gelişmeler, bu acıların daha da katlanmasına neden oluyor. Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın bazı çevreler tarafından "önder" olarak nitelendirilmesi ve çeşitli platformlarda affedilme ihtimalinin dillendirilmesi, şehit aileleri ve gazi yakınları başta olmak üzere toplumun geniş kesimlerinde büyük infiale yol açıyor. Terör saldırılarının planlayıcısı ve uygulayıcısı olan bir ismin bu şekilde konumlandırılması, adalete olan inancı sarsıyor ve geçmişte yaşanan acıları yeniden alevlendiriyor.

Bu tartışmaların Babalar Günü gibi sembolik bir güne denk gelmesi, babalarını teröre kurban veren çocuklar için durumu daha da zorlaştırıyor. Onlar için babalar günü, bir kutlama değil, bir ağıt, bir özlem ve aynı zamanda bir hesap sorma günü haline geliyor. Babalarının kanı pahasına sağlanan huzur ortamında, onların katilinin affedilme ihtimali dahi, bu çocukların yüreklerinde kapanmaz yaralar açıyor.

Toplumun vicdanı, terörün acımasız yüzünü unutmuş değil. Verilen şehitlerin kanı ve babasız kalan çocukların gözyaşı, bu ülkenin hafızasında derin izler bıraktı. Bu hassas dönemde, terörle mücadelede verilen kayıpların ve çekilen acıların göz ardı edilmemesi, adalet ve vicdan temelinde hareket edilmesi büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, telafisi mümkün olmayan toplumsal yaralar açılması kaçınılmaz olacaktır. Babasız kalan her çocuğun gözyaşı, bu ülkenin geleceğindeki bir leke olarak kalmaya devam edecektir.