Sınavsız geçişle rektörün oğluna hukuk diploması verildi

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi'nde, rektörün oğluna hukuk diploması verilmesi tartışmalara yol açtı.

Haber Giriş Tarihi: 09.08.2025 11:02
Haber Güncellenme Tarihi: 09.08.2025 11:02
www.newsturk.net

Türkiye'de üniversiteye giriş sınavına girmeden, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (TNKÜ) Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin'in oğlunun, babasının yönettiği kurumdan mezun olarak rektörün oğluna hukuk diploması verilmesi, eğitim sistemindeki denetim ve etik tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Olay, Yiğit Şahin'in önce Kuzey Makedonya'daki Uluslararası Balkan Üniversitesi'ne (UBÜ) kaydolmasıyla başladı. Ardından, TNKÜ ile UBÜ arasında imzalanan bir protokol kapsamında, Yiğit Şahin ve yaklaşık 400 öğrenci, özel öğrenci statüsüyle eğitimlerine Türkiye'de, yani TNKÜ Hukuk Fakültesi'nde devam etme hakkı kazandı.

Sürecin, TNKÜ Hukuk Fakültesi'nin ilk kez Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) kılavuzunda yer aldığı 2020-2021 eğitim-öğretim yılında başlaması dikkat çekti. İddialara göre, pandemi koşulları gerekçe gösterilerek imzalanan protokolün ilk yararlananlarından biri rektörün kendi oğlu oldu. Bu yöntemle Yiğit Şahin, Türkiye'deki milyonlarca öğrencinin girdiği zorlu üniversite sınavı sürecine dahil olmadan, dört yıllık eğitimin ardından TNKÜ Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Konuyla ilgili Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) bir soruşturma başlattığı ancak soruşturma sonucunda herhangi bir yaptırım kararı çıkmadığı belirtildi.

Rektörden "Her Şey Yasal" Açıklaması: Tartışmalı Rektörün Oğluna Hukuk Diploması Süreci

İddiaların odağındaki TNKÜ Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, gerçekleştirilen tüm işlemlerin yasal olduğunu ve YÖK'ün tanıdığı haklar çerçevesinde yapıldığını savundu. Oğlunun kronik bir kalp rahatsızlığı olduğunu ve bu nedenle stresten uzak kalması amacıyla üniversite sınavına girmediğini belirten Şahin, önce Uluslararası Balkan Üniversitesi'ne kayıt yaptırdıklarını ifade etti. Rektör Şahin, yatay geçiş için yurt dışındaki üniversitede iki yıl okuma şartı olduğunu kabul etmekle birlikte, oğlunun birinci sınıftan itibaren eğitimine devam ettiğini ve yapılan tüm işlemlerin usulsüz veya etik dışı olmadığını vurguladı. YÖK tarafından açılan soruşturmanın da bu durumu teyit ettiğini ve herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını dile getirdi. Bu savunmaya rağmen, bir devlet üniversitesinin rektörünün, kendi yönettiği kuruma oğlunu sınavsız bir yöntemle yerleştirmesi ve mezun etmesi, kamuoyunda ve akademik çevrelerde etik tartışmalarına neden olmaya devam etmektedir.